Sadece insan değil, doğada tüm canlılar ölür. Atlar, kuşlar, bakteriler bile ölür. Bazen onları biz öldürürüz, bazen ise kendileri ölürler. İnsanların ortalama olarak yaşam süreleri 75 yıl kadardır. Bu süre ya çok sağlıklı geçer, ya da sağlıksız geçer ancak sonuç olarak bir şekilde geçer.
Her zaman için aklımızın bir köşesinde sürekli düşünmesek bile ‘öbür dünya’ vardır, kimisi dini sebeplerden dolayı ‘orayı’ düşünür, kimisi ise ‘keşke hep bu Dünya’da kalabilsem’ diye düşünerek yaşadığımız gezegene olan sevgisini ve bağını ifade eder. Aslında her zaman için öteki taraf denildiği zaman insanların içerisinde olan korku vardır. 
Özellikle insanlar ne yaşayacaklarını bilmedikleri bir ameliyata gireceklerinden farksız olarak öldüklerinde neler olacağını merak ederler.
Öldüğümüzde bilime göre insanlar sonsuza gidecek ve hiçbir zaman için bir şey hatırlamayacak. Kemik yapıları bile çok uzun yıllar sonra kaybolacak ve bir yerde yok olacak. Ancak herhangi bir acı, veya mutluluk yaşamayacakları gibi doğmadan önceki durumlarında olacaklar ve artık olmayacaklar. Doğmadan önce yoktuk, öldükten sonrada yok olacağız.
İçindekiler
Dini açıdan öldükten sonra ne olur?
Öldükten sonra insanın ‘bir yerlere gideceği’ iddiası herhangi bir dine dayanmamaktadır. İlk olarak Antik Yunan’da ortaya çıkan bu ‘efsane’ ne kadar doğru veya ne kadar yanlış bilinmiyor. Ancak dini açıdan bazı dinler ölüm sonrasında insanların Dünya’da yaptıkları ile yargılanacak olduklarını, daha sonrasında ise iyi olanların daha iyi bir yere, kötü olanların ise daha kötü bir yere gönderilecek olduklarını söylemektedirler.
Öldükten sonra Dünya’ya geri gelen kimse yok. Öldükten sonra geri döndüğünü iddia edenler olsa da bu kimselerin bu iddiaları doğru değil.
Ölümsüzlük bulunabilir mi?
Belki. Bugün bilim dünyası ölümün her sebebinin sağlık sorunları olmadığını biliyor olsa da her ölümün altında sağlık yatıyor.
Trafik kazasında arabanın şah damarına gelmesi ile kan kaybından ölen bir insan sağlıklı ancak o dakika sağlığı bozulabiliyor ve aldığı darbeler dolayısı ile ölebiliyor. Ölümsüzlüğün bulunması durumunda bile bu tür şiddetli tıbbi olayların önlenmesinin asla mümkün olmayacağına, ancak kalp, akciğer ve diğer organların kendi sağlıklarını koruyabilmesi sayesinde ölümsüzlüğün bulunabilecek olduğuna inanılıyor.
Ölümsüzlüğün daha önce bulunduğu ancak bir şekilde bu formülün kaybolduğu iddiası da mevcut. Tüm bu iddialar ne kadar doğru bilinmiyor.
Bugün için yüzyıllar boyunca insanların ölümsüzlüğü bulması mümkün olmayabilecek olduğu gibi gelişen tıp sayesinde özellikle insanların 3D yazıcılar sayesinde organlar ve eklemler üretebilmesi mümkün olabilir. Bu durumda insanların sadece kendini dış darbelere koruyarak ölümsüzlüğü kısmende olması mümkün hale gelebilir.
Ölümsüzlük bulunursa ayrı bir sorun
Aynı zamanda eğer insanlar ölmez ve üreme hızı aynı veya daha düşük seviyede sürse bile Dünya bir süre sonra yetersiz kaynaklar dolayısı ile bugün bile yetersiz iken yaşanmaz yer haline gelebilir ve insanlar bu kez birbirlerini öldürmeye başlayabilir. Su savaşları ve gıda savaşlarında bu tür durumlar beklendik olaylardır.
Kaynak ve ileri okuma:
https://www.sciencefocus.com/future-technology/the-immortalists-can-science-defeat-death/