İçindekiler
1- V/H/S (2012)
Sıra dışı korku filmi V/H/S, Sundance Film Festivali’ndeki gösteriminde iki kişinin görüntülerden rahatsız olup tedavi altına alınması ve filmi izleyen insanların sinema salonlarından koşarak uzaklaşması ile beyaz perdeye damgasını vurmuştu. Paranormal Activity ile hayatımıza giren found footoge tarzında çekilen filmde tam 8 farklı yönetmen birlikte çalıştı. Bölüm bölüm ilerleyen filmin her bir bölümünde ayrı bir korku ele alınıyor.
Filmde bir grup evsiz, tanımadıkları bir insan tarafından bir soygun için kiralanıyor. Yapmaları gerekense terk edilmiş bir eve girmek ve bir VHS kaseti çalmak. Başlangıçta basit gibi görünse de evin içine girdikten sonra kim tarafından kaydedildiği belli olmayan pek çok kayıt bulurlar.
2- The Babadook (2014)
Kocasını 6 yıl önce kaybeden ve ondan kalan hatıralar arasında hapsolduğu bu süreçte oğlu Samuel’ı yalnız büyüten Amelia, bir gün oğlunun kitapları arasında Mister Babadook adlı esrarengiz bir masal kitabı bulur. Kitabı okuduktan sonra, Samuel rüyasında Badabook canavarını gördüğünü söyler. Bu günden itibaren esrarengiz şeyler yaşanmaya başlar. Amelia kitabı yok ettikçe gizemli kitap bir şekilde yeniden belirmeye başlar. Öte yandan Samuel’ın kabusları gittikçe şiddetlenmeye, bu durum Amelia’yı da derinden sarsmaya başlayacaktır. Hem Amelia’nın hem de Samuel’ın kabuslarını süslemeye başlayan gizemli Badadook gerçek olabilir mi?
3- American Mary (2012)
Paraya ihtiyacı olduğu için striptiz yapmaya başlayan genç ve güzel tıp öğrencisi Mary, davet edildiği bir partide hocalarından biri tarafından uyuşturulup tecavüze uğradıktan sonra aşırı vücut modifikasyonu, ameliyat, işkence ve seks dolu bir yeraltı dünyasına doğru karanlık bir yolculuğa çıkar ve doktorluğa olan inancını yitirir. Kana, neştere ve vahşete doyacağınızı garanti ediyoruz!
4- Maniac (2012)
Tatlı ve küçük bir hobbit olarak tanıdığımız Elijah Wood, kusursuz bir manyak olarak karşımıza çıktığı bu filmde elindeki antika taş mankenleri öldürdüğü kadınların derileriyle restore eden Frank adında bir karakteri canlandırıyor.
Frank, engelleyemediği içgüdüleri ve travmatik geçmişi nedeniyle tanıştığı kadınları vahşice katletmektedir. Frank bir rastlantı sonucu Anna adındaki genç ve hayat dolu bir fotoğrafçı ile tanışır. Anna, Frank’in mankenlerini görür ve işlerindeki yaratıcılığa ve kusursuzluğa hayran kalır. Zamanla aralarındaki ilişki samimi bir yüz kazanmaya başlarken, Frank genç kadını tedirgin edici bir saplantı haline getirmeye başlar ve öldürme açlığı tamamen kontrolden çıkar.
5- The Cabin in the Woods (2012)
Sıradan bir Amerikan korku filmi gibi başlayan filmde, tatil planları kuran 5 kafadar arkadaş ormanın derinliklerinde terk edilmiş kulübeye doğru yola çıkarlar. Başta her şey normal gibi görünür; yolda karşılaştıkları “Oraya giden kimse geri dönemedi!” diyen aksi amca, ıssız ve ürkütücü bir ev, göle girerek ve parti yaparak geçirdikleri zaman ve Amerikan usulü eğlence. Fakat gençlerin bu kulübede ters giden bir şeyler olduğunu fark etmeleri uzun sürmeyecektir; tıpkı seyircinin bu filmin aslında klişe bir Amerikan korku filmi olmadığını kısa sürece anlayacağı gibi… Aynı anda hem korkmak, hem beyin fırtınası yapmak hem de büyük çapta bir zihin gıdıklanması yaşamak istiyorsanız mutlaka izlemeniz gereken on numara beş yıldız bir film.
6- The ABCs of Death (2012)
The ABC’s of Death 15 farklı ülkeden 26 yetenekli yönetmen tarafından yönetilen bölümlerden oluşan önemli bir antoloji filmidir. Çocukları eğitici ABC tarzı kitaplardan esinlenilerek hazırlanmış bu film her biri farklı bir yönetmen tarafından çekilmiş 26 farklı bölümden oluşuyor. Yönetmenler ölüm hakkında bir hikaye yaratmak için seçtikleri kelimeler ile çektikleri kısa filmlerle ‘Ölümün alfabesi nedir?’ sorusuna cevap arıyor.
Korku türünde ve ölüm temalı her bir kısa film alfabedeki bir harfe denk geliyor ve seyirciyi ölümün o versiyonuyla yüzleşmeye çağırıyor. A’dan başlayıp Z’de son bulan bu yolculuk sırasında, izleyiciyi her filmin sonunda farklı bir ‘ölüm yöntemi’ bekliyor!
7- The Collection (2012)
Collector (Koleksiyoncu) adındaki seri katilin elinden kurtulan Arkin hastanede yatarken, maskeli seri katil yeni kurbanı Elena’nın peşindedir. Psikopat katil tarafından kaçırılan Elena, katilin işkence merkezi olarak kullandığı terk edilmiş bir otele hapsedilir. Kızının ortadan kaybolduğu kısa sürede fark eden babası, kızını kurtarmak için bir grup adam kiralar. Kurtarma ekibi, kendilerine yol göstermesi içinse Koleksiyoncu’nun elinden kurtulmayı başaran tek insan olan Arkin’i seçerler. Arkin’in hayatı Elena’nınki için yeniden tehlikededir.
8- Eden Lake (2008)
Sakin bir göl kenarında huzurlu bir tatil ve romantik bir hafta sonu geçirmek isteyen Jenny ve sevdiceği Steve’in başına gelenlerin aktarıldığı İngiliz yapımı filmi benzeri yapımlardan ayıran en önemli özellik, standart korku gerilim unsurlarının yanı sıra şiddetin sorgulanmasına dair bir kaygı taşımasıdır.
Orman içindeki ferah mekanda iyi vakit geçirmek isteyen kahramanlarımızın başına bela olacak olan bir grup genç, bu masum gölü bir kan gölüne çevireceklerdir. Gençler kendilerini kanıtlamak amacıyla şiddete başvurması sonucu altından kalkamayacakları bir haltlar işleyerek panikleyip iyice sadistleşirler ve olan masum çiftimize olur. Kedi-fare kovalamacasına dönüşen filmin her saniyesini “ay şimdi ne olacak?!” diyerek heyecan içinde izleyeceksiniz.
9- Tucker and Dale vs Evil (2010)
Komedi ile gerilimi başarılı bir şekilde harmanlayıp harmanlayıp seyirciye çok keyifli anlar yaşatan film, Tucker ve Dale’in çıktıkları serüvende başlarına gelen ürkütücü-komik olayları sinemaya aktarıyor.
Bir grup üniversite hazırlık öğrencisi, bir yanlış anlaşılma sonucu kahramanlarımızın başına bela olur, olaylar büyür ve Tucker ile Dale’in kötülüğe karşı ölümcül mücadelesi başlar.
Kopan kafalar havada uçuşurken aynı zamanda kahkaha tufanına boğulacağınız, türünün nadir örneklerinden olan bu ilginç yapımı mutlaka izlemelisiniz!
FİLM ÖNERİLERİ 2020 – Ne İzlesem Diyenlere En İyi Filmler Listesi