Martı Sürüsü Dövmesi Yaptıran Kadın Klişeliği

“Dövme” marjinal ve orjinal olmanın simgelerinden biri. Son yıllarda dövme yaptırmayanı dövüyolar, dövme yaptırmayana kız vermiyolar algısı yayılmış olacak ki insanlar akın akın dövmecilere koşuyor.  Akla gelebilecek her türlü motif, hayvan, birçok şeyin karışımı tasarımlar, tribal şekiller hatta portreler insan vücudunda yerini almış durumda. Ama bazı dövmeler var ki duplikasyonun ötesine geçip adeta bir sürünün damgası kıvamına geldi. Kadınlar arasında bu kopyacılık daha hızlı yayılıyor nedense. Martı sürüsü figürü ise liste başı.

Bu klişe dövme üzerine biraz kafa yorunca beynimin kıvrımlarında dolaşan delice sorular günyüzüne çıktı;

• Peki giydiği elbiseyle pişti olmaktan ölesiye korkan bir kadın neden herkeste olduğunu bildiği bir dövmeyi yaptırır?
• “Onda güzel durmuyor bende daha güzel durur” düşüncesi mi ağır basar?
• Kargalar sürüyle martılar yanlız mı uçar?

Birçok insan dövme yaptırmadan önce uzunca düşünür. Yaptırmalı mı yaptırmamalı mı ya da ne yaptırmalı. Bu sancılı sürecin sonu bazen felaket bazen de marjinallığın sınırlarını zorlamakla sonuçlanabiliyor. Yaptırılan dövmeye ve yapan dövmeciye bağlı olarak hangisi olacağınız muamma aslında. Klişeleşmiş şeylerden uzaklaşmak ya da klişenin bağrından kopup gelen temaları kullanmak tamamen sizin elinizde. Ne yaptıracağınıza ve kime yaptıracağınıza dikkat etmenizde fayda var.

İnsanlar, vücutlarına kazıttıkları şeylerin yansıması olarak kabul edilebilir. Çocuklarının portreleri, ebeveynlerinin ya da eşlerinin isimleri, çok değer verdikleri evcil hayvanlarının temsili portreleri diye liste uzar gider. Manevi değeri yüksek tarzda dövme yaptıranlar, sevdikleri şeyleri, insanları ölene kadar yanlarında taşımak istedikleri için yaptırdıklarını ifade ediyorlar. Kendilerini simgesel dışavurumla ifade edenler olduğu gibi sadece yaptırmış olmak için yaptıranlara saygılarımızı gönderiyoruz.

Özellikle de martı sürüsü gibi çok da maneviyat içermeyen, ne anlama geldiği üzerine çok kafa yorulmayacak bir metayı kullanıp klişeleşmek, kadınlar arasında hızlı yayılan bir akım olacaktır.

(kahin_dovmeci34)

Klişe Dövme Savaşları

Antik Yunanda erkek vücudu heykellere mozaiklere konu olacak kadar zarif tasvir edilsede günümüzde artık kadın vücudu zarafetin simgesi sayılıyor. Dövme yaptıran erkeğin amacı genelde görünüşüne biraz daha estetiklik katmak . (canım anam, pelinsu, kartal, ejderha, akrep, çiyan, börtü böcek yaptıranları tenzih ediyorum) Dolayısıyla erkeklerde klişeleşmiş dövmeler dahi erkek vücudunun naiflikten uzak yapısında bazen kotarabiliyor. Ama kadınlar için durumun o kadar iç açıcı olmadığını söylemek zorundayız.

Martı sürüsü dövmesi kadınlarda 2000‘li yıllarında başında ortaya çıkan bir akım. Bu akımın hangi yaş gruplarında nasıl çıktığını anlamaksa zor değil aslında.

Üniversiteye başlamış olmasına rağmen hala hiç dövme yaptırmamış genç kız

Ergenliği dönemine denk gelen “Kara Melek” dizisini izlemiş kadınlar

“Bak dövmem var, hem de çok var. Boş kalacağına martı sürüsü olsun”

“İyi ki martı dövmem var. O kadar özgürüm ki! Accayip özgürüm yaaa”

“Çok seksiyim, omzum falan hep dövme”

Hepsinin ortak noktası –farklı- olmak, normal insanlardan farklı görünmek. Fakat bu farklılığı yaratırken başka bir grupla “aynı“laşıyorsanız bu noktada bir sorun var demektir. Gezgin ve özgür ruhu temsil eden bir dövmeyi yaptırabilme özgüvenine sahip olmak iyi birşey tabiki, kötü olansa marka kahvesi elinde, omzunu boynunu açıkta bırakan kazağıyla siyah beyaz fotoğraf çektiren kadının klişe martıları..