İlk olarak 1994 yılında Bruce Willis’la North filminde, sonra 1995’te Sean Connery ile Just Cause (Gizli Gerçek), daha sonra 1998 yılında Robert Redford’la The Horse Whisperer (Atlara Fısıldayan Adam) gibi filmlerde oynadı. Çocukluğunda bir çok filmde oynayıp daha sonra iş bulamayan genç  oyuncular için; çok yetenekli olmasa da Hollywood’da star konumuna yükselmenin imkansız olmadığını gösterdiği için o’nu sevebiliriz.

Her ne kadar 1994 yılından beri çeşitli filmlerde oynasa da asıl çıkışını 2003 yılı yapımı Lost In Translation (Bir Konuşabilse) filmi ile yaptı. Hollywood’un büyük prodüksiyonlarından olmayan bağımsız bir filmle Golden Globe adaylığı yakaladı ve bunu yaptığında henüz 19 yaşındaydı.Filmin senaristliğini ve yönetmenliğini efsane yönetmen Francis Ford Coppola’nın kızı Sofia Coppola yaptı.Scarlett bu filmle ödül alamasa da Sofia Coppola en iyi senaryo Oscar’ını evine götürdü. Bu film aynı zamanda kariyeri tamamen durgunlaşan Bill Murray’nin de tekrar hatırlanıp ,popülerleşmesine sebep oldu.

Aynı yıl genç Scarlett bu kez bir dönem filmi ile sinema perdesinde arz-ı endam etti. Girl With a Pearl Earring(İnci Küpeli Kız) filminde dönem kostümleri içinde ünlü ressam Vermeer’in en ünlü tablosunun hikayesinde rol aldı.Filmde Colin Firth ressam Vermeer ‘in canlandırdı. Scarlett bir kez daha Golden Globe’a aday oldu ancak yine alamadı.

Tabii bütün bunlar genç Scarlett’i durdurmadı,bir kaç vasatı çok da geçmeyen filmden sonra Woody Allen tarafından keşfedildi  ve Match Point filminde İngiliz topraklarında gücünü gösterdi. Genellikle İngiliz oyuncularla kamera karşısına geçtiği bu filmde oyuculuğu ile çok sıyrılamasa da güzelliği ile filme damga vurdu denebilir. Sınıf atlama çabasında ki iki insanın zengin bir aileyle olan ilişkileri ve edindikleri konumu kaybetmemek için yapabilecekleri üzerine kurulu kimi zaman gerilim kimi zaman komedi olan bir Woody Allen filmi. Scarlett Johansson ve Woody Allen’ı son gördüğümüz film de olmayacak.

Bu filmin ardından Michael  Bay’in ünlü filmi The Island (Ada-2005) filminde rol aldı. Filmin diğer başrol oyuncusu Ewan McGregor’du. Bilinmeyen bir gelecekte bir adada  klonlanmış olarak yaşayan insanlar üzerine gerilim,bilimkurgu ve aksiyonu bir araya getiren film yapıldığı yıllarda ses getirmiş ve dikkat çekmişti.

Tabi bu derece güzel ve ünlü olan bir oyuncunun aşk hayatı da sık sık gündeme geldi. Bir süre bohem aktör  Jared Leto’yla beraber olan Johansson, 2005 yılından 2007 yılına kadar o yıllarda şimdikinden daha popüler olan Josh Hartnet ile birlikteydi. Daha sonra üç yıl evli kalacağı Kanada’lı Ryan Reynolds’la görülmeye başlandı. 2008 yılında Vancouver’da  evlenen çift 2011 yılında ayrıldı. Her ayrılıkta olduğu gibi aldatma, aldatılma dedikoduları çıksa da magazin haberi olmanın ötesine geçemediler. Bu ayrılıktan kısa süre sonra ünlü oyuncu Sean Penn’le bir ilişki yaşadı. Çiftin spor yaparken , yemek yaparken absürt resimleri gazeteleri süsledi ancak basının çok ilgilendiği ilişki bu ilişki çok uzun sürmedi. Johansson daha sonra evleneceği ve çocuğunun babası Fransız gazeteci ve en büyük özelliği sevimlilik olmayan her fotoğrafında daha da sıkıcı görünen  Romain Dauriac’la birlikte olmaya başladı.

Yetenek de sınır tanımayan Scarlett Johansson müziğe de el atmaktan geri durmadı.

2008 yılında Anywhere I Lay My Head isimli bir albüm yayınladı. Fakat albümün kafa karıştırıcı eleştiriler aldığını söylemek gerek. The Times 5 üzerinden 1 puan verirken, Paste dergisinde “yeni standart”olduğuna dair bir eleştiri yayınlanırken  yine aynı dergide ”standart altı” olduğuna dair bir eleştiri daha yayınlandı. Üzerinden 8 yıl ve üç albüm geçmesine rağmen Johansson’un şarkıcılığı hala bir bilinmez olarak görünüyor. Şarkıcılığının dışında konuşma ses tonuna dahi tahammül edemeyenler olduğu düşünülürse bu tartışma kolayca kapanamayacak gibi duruyor.

https://www.youtube.com/watch?v=RHGecjIgJ70

Scarlett Johansson’ın Hayatı ve Filmleri Hakkında Bilgi:

Özel hayatı ve müzik dışında filmlerine devam eden Johansson  2006 yılında yine bir Woody Allen filmi olan Scoop’ta oynadı. Bu filmin de çok ses getirdiğini söylemek kolay değil aradan geçen yıllar içinde konusunu kaç kişi hatırlıyor bilemeyiz ama Scoop’u takiben kadrosu ve yönetmeniyle çok iddialı olan bir filmde rol aldı. Brian De Palma’nın The Black Dahlia(Cehennem Çiçeği) filmi Johansson dışında  2 Oscarlı Hillary Swank, Aaron Eckhart, Josh Hartnett gibi isimlerle oluşturuldu. Gerçek olaylara dayanan,hala çözülememiş bir cinayeti anlatan film çok iyi eleştiriler  alamasa da bu gizemi tekrar akıllara getirmesi ve kurban Elisabeth Short’u hatırlatması açısından önemli olsa da bünyesinde ki hiçbir star oyuncuyu parlatamadığı gibi Hillary Swank’in belki de en itici olduğu film olarak tarihe geçebilir.

Bu filmden sonra daha şimdiden sinema tarihine geçen bir filmde rol alır yetenekli bayan Johansson. Christopher Nolan’ın yönettiği Christian Bale ve Hugh Jackman’in başrollerde olduğu The Prestige (Prestij 2006) karakter oyuncuları ile de inanılmaz bir kadroya sahipti. Michael Caine, David Bowie(huzur içinde uyusun), Andie Serkis  gibi… İki illüzyonist arkadaşın  büyük bir dostlukla başlayıp adeta kan davasına dönüşen ilişkilerinin epik bir dille anlatıldığı muhteşem film ne yazık ki Scarlett Johansson açısından oyunculuğu ile gövde gösterisi yaptığı bir film olamadı.

Bu filmi 2007 yapımı Nanny Diaries (Dadım Aşık),2008 yapımı The Other Boleyn Girl (Boleyn Kızı) gibi filmler izlerken 2008 yılında üçüncü kez bir Woody Allen filminde oynadı.Vicky,Christina,Barcelona(Barcelona,Barcelona) .Bu filmde Penelope Cruz ve Javier Bardem ile oynadı ve genellikle iyi eleştiriler alan filmde beğeni topladı.2009 yılında He’s Just Not That Into You (Erkekler Ne Söyler Kadınlar Ne Anlar),2010 Iron Man 2 (Demir Adam 2) gibi başarılı filmlerde rol aldı.

Ancak 2011 yılında Johansson telefonunun hacklenmesi sonucu sıkıntılı zamanlar yaşadı. Telefonunu hackleyen kişi Scarlett Johansson’un çıplak fotoğraflarını  internette yayınlayarak FBI’ın radarına girdi. Yakalanarak 10 yıla mahkum edildi ancak bu tip görüntüler bir kez ortaya çıktıktan sonra yok  edilmesi neredeyse imkansız. O dönem basına konuşan Johansson, resimleri  eski eşi için çektiğini ve silmeyi unuttuğunu belirtti.

Bu sarsıntıyı da kolayca atlatan oyuncu değişik türde filmlerde oynamaya devam etti.

2013 yapımı bilimkurgu filmi Under The Skin çok iyi eleştiriler almadı. Ancak bir çok kişi için Scarlett Johansson’un çırılçıplak göründüğü film olarak tarihe geçti. Filmin Venedik Film Festivali‘nde tepkiler aldığı ve gösterim sırasında seyircilerin salonu terk etme eyleminde bulunduğunu hatırlatmak gerekir.

2014 yılında yine bir bilim kurgu filmi olan Lucy’de oynadı.Luc Besson’un yönettiği bu film Johansson’un yıldızının parladığı filmlerden biri oldu.

2014 yılı Scarlett Johannson oynadığı bir reklam filmi yüzünden olumsuz olarak gündeme geldi. İsrailli bir firma olan Soda Stream markasının reklamlarında oynayan  Johansson firmayı “Batı Şeria’da iki topluluk arasında barış köprüsü kurmak için eşsiz bir fırsat” olarak değerlendirmişti. Pink Floy grubundan Roger Waters ise Johansson’a Facebook üzerinden  bir yazı yazmış ve O’na İsrail askerlerinin bir Bedevi köyünü yok ettiğinden haberi olup olmadığını sormuştu. Daha sonra Britanyalı yardım kuruluşu Oxfam da Johansson’u eleştirmiş ve Johansson bu yardım kuruluşunun elçilik görevini bırakmıştı.S

carlett sinema kariyerine Avengers:Age of Ultron (Yenilmezler:Ultron Çağı ) ve henüz gösterime girmeyen Captain America:Civil War (Kaptan Amerika:İç Savaş) filmleriyle devam ediyor. Ancak kimilerine göre hala Lost In Translation gibi kendini oyuculuğuyla gösterebileceği  bir filmde daha oynayamadı.

Scarlett Johansson Resimleri:

Scarlett Johansson 5

Scarlett Johansson 1

Scarlett Johansson 3

Scarlett Johansson 4

 

Scarlett Johansson 6

Scarlett Johansson 7

Scarlett Johansson 8

 

Scarlett Johansson 9

Scarlett Johansson 10

Scarlett Johansson 11

Scarlett Johansson 12

Scarlett Johansson 13

Scarlett Johansson 14

 




Kategori: