Mitoloji genellikle kutsal konularda gündeme gelir. Örneğin Yunan mitolojisi olarak adlandırılan mitolojide tanrıların olduğu ve bunların Dünya’yı yönettikleri belirtilir. Yunan mitolojisine göre tanrılar Dünya’da farklı konularda görevler ve yetkilere sahipti. Örneğin yağmur tanrısı olarak adlandırılan Mikail, Dünya’da fırtınalar, yağmurlar ve gök olaylarından sorumluydu. Ancak bugüne kadar Mikail’in gerçekten olup olmadığı görülmedi, bilinemedi. Mitoloji genel olarak efsaneye dayandığı için bilgilerin %100 doğruluğundan asla söz edilemez.
Mitoloji nedir? Sorusunun en basit yanıtı efsane anlamına gelen kelime demektir. Yağmur meleği olarak adlandırılan Mikail üzerinden örnek verecek olursak; “O göklerden sorumlu melektir. Mitolojiye göre istediği zaman bir yerde sel yaratabilecek kadar şiddetli yağmurlar yaratabilir, kudretli rüzgarlar estirebilirdi” denilebilir. Ancak Antik Mısır’da Horus gök tanrısı olarak adlandırılmaktadır ve dinden dine farklılık göstermektedir. Mikail bir melek olarak lanse edilirken Horus ise tanrı olarak tanınmaktadır. İkisi de aynı kapıya çıkıyor olmasına rağmen Mikail ile ilgili resmedilmiş hiçbir resim bulunmazken Horus ile ilgili çizimler mevcuttur.
Horus’un özellikle şahin başlı olduğu tasvir edilmektedir. Hiçbir canlı günümüzde farklı baş tipine sahip olmazken Horus’un şahin başlı olmasının sebebi ve nedeni konusunda birden fazla mit vardır ve hiçbir tanesi kanıtlanmamıştır.
Mitoloji örnekleri konusunda Yunan mitolojisi en fazla bilinen mitolojidir ve hakkında binlerce farklı yazı ve resim bulmak mümkündür. Özellikle bunlara örnek verilecek olursa Kentaurlar ile ilgili bilgiler ilk sıralarda gelmektedir.
Kentaurlar mitolojiye göre insan görünümlü üst gövde ve baş kısmına sahip olup ortadan itibaren at gövdesine benzeyen canlılar olarak resmedilmiştir. Bunlara ait canlı örnekler yoktur ama mitlere-efsanelere göre farklı farklı söylemler mevcuttur.
İçindekiler
En İyi Mitolojik Efsaneler Nelerdir?
Yunan ve Antik Mısır mitolojisine göre birden fazla karakter vardır. Mitolojiler %99 karakterler üzerinden oluşur. Bu karakterlerin çoğu canlıdır ve farklı farklı şekillerde olabilirler. Mitolojiler efsanelere dayandığı için bunlara ait kanıtlar hiçbir zaman, hiçbir koşulda sunulmamış ve bulunmamıştır. Bunlara dair kitaplar bile yer almazken bu bilgilerin çıkış kaynağının binlerce yıl öncesine dayandığına dair rivayetler mevcuttur.
Medusa
Yunan mitolojisine göre; Medusa gözlerine bakanı taşa çevirebilecek güce sahip olan ve bunu yapan kraliçe olarak tasvir edilmektedir. Medusa’nın neden dolayı kendisine bakanları taşa çevirdiği konusunda farklı görüşler ve iddialar bulunmaktadır. Ancak Medusa’nın özellikle o dönemde en korkulan karakterlerden bir tanesi olduğuna dair iddialar fazlasıyla mevcuttur.
Medusa tanrı olmadığı için ölümlüdür ve Poseiodon ile ilişkisinden çocuk sahibi olma yolunda hamile kalır. Ancak daha sonra kendisinin ölümlü olduğunu gizlediği için öldürülür ve hamile olduğu daha sonradan anlaşılır. Efsanelere göre yine Medusa’nın gözlerine bakanı taş ederken, bunu neden yaptığı ile ilgili farklı görüşler mevcuttur. Keskin dişleri olduğu iddiası yer almaktadır.
Afrodit
Mitolojik efsanelere göre Afrodit kurumuş çiçekleri ve otları yeniden canlandırabilecek kadar güçlü bir tanrıydı. Afrodit’in güzellik tanrıçası olduğu belirtilmektedir ve her zaman güzel koktuğuna dair efsaneler bulunur. Afrodit’in bu gücü nereden ve nasıl aldığı konusunda ise farklı görüşler olduğu gibi Dünya’yı güzelleştirdiği, bugünün çiçek, ağaç ve benzer yapılarının temelini hazırladığı bile iddia edilmektedir.
En iyi mitolojik efsaneler arasında her zaman kendisine yer bulan Afrodit farklı şekillerde resmedilmiştir. Özellikle de mitolojik efsaneler arasında Afrodit’in Dünya’nın görüp görebileceği en güzel insan (tanrıça) olduğuna dair bilgiler yer alır.
Bastet
Mısır mitolojisine göre Bastet yeraltı dünyası ile ilgilenirdi. Ölülere rehberlik ederdi. Yerin üstünde olanlarla ilgilenmezdi ancak yeraltında olanlara her zaman yardımcı olur, onlara bilgiler verir ve onlarla yakından temas kurardı. Kedi şeklinde olduğu tasvir ediliyor olmasına rağmen görünümü konusunda kesin resmedilmiş veriler bulunmamaktadır.
Apep
Bir yılan şeklinde resmedilen Apep Antik Mısır mitolojisine göre 2. güçlü varlıktır. Mitolojiye göre Evren’in oluşması için onun yenmesi gerekiyordu. Anpep’in tanrıların yaşadığı gemide tanrılara sürekli saldırılar düzenlediği, hiçbir tanrının onu durdurmak için gücünün yetmediği ve onun gece olduğunda yerin altına girerek birkaç parçaya bölündüğü ve gün içerisinde yeniden canlandığı ve yerin üzerine çıktığı iddia edilir. Mitolojiye göre Apep çok güçlüydü ve onu durdurabilecek güç olmadığı gibi yılan görünümünde olduğu için korkutucu görüntüsü vardı.
Maat
Mısır mitolojisine göre insanlara refah, sağlık ve güç veren tanrı Maat olarak tasvir edilmektedir. Maat, sağlığın, gücün, güçlerin en başında gelen tanrıydı ve onun istediği herkes sağlıklı bir hayat sürerdi. Ancak onun hastalıklar verebileceği, hastalıkları geçirebileceği ve benzer eylemlerde bulunabileceği de efsanelerde en üst sıraların biraz altında yer almaktadır.
Reshep
Mısır tanrılarına sonradan katılan Reshep salgın ve savaş tanrısı olarak lanse edilir. Mitolojiye göre Dünya’da herhangi bir savaş olduğunda bunun sorumlusu Reshep olarak gösterilir. Bir savaşı başlatabilecek, engelleyebilecek ve bitirebilecek tek güç Reshep olarak gösterilmiştir. Reshep’in aynı zamanda salgınlar yaratmak, Dünya’da hastalıkları yaymak konusunda da gücü olduğuna inanılmaktadır. Bugün olan coronavirüs gibi salgınların Reshep tarafından yayıldığına dair hâlâ yaygın olmayan bir inanç bazı küçük kabilelerde söz konusudur ve bazı modern insanlar bile Reshep’in bugün yaşanan salgınları çıkardığına inanmaktadır.
Aynı zamanda tüm bakteri ve virüs salgınlarının Reshep tarafından çıkarıldığına inananların sayısı bugün bile az olsa da vardır.
GEB
Dünya tanrısı olarak adlandırılan GEB, özellikle “okyanusların gözyaşı” olarak tasvir edilmektedir. Mitolojiye göre GEB, Dünya’nın kendisiydi. Ancak en az bilgiler yine GEB tanrısına ait olmasa da hakkında efsaneler çok büyük değildir.
Mitoloji Gerçekleri
Efsanelere göre Dünya’da ve Evren’de olan her şey tanrılar sayesinde olmuştur. Bugün yaşanan salgınlar yine tanrıların isteği sonucudur ve bununla birlikte okyanus taşkınları, fırtınalar, rüzgarlar, lastiğin patlaması bile tanrı ve tanrıçaların isteği sonucunda yaşanır. Günümüzde mitolojik efsanelere inananan insan sayısında büyük oranda azalma olsa da özellikle hâlâ inanan insanlar bu görüşlere katılmaktadırlar.
Mitoloji, dünyadaki her medeniyette yadsınamaz bir rol oynamıştır. Tarih öncesi mağara resimleri, özel taş oymaları, mezarlar ve anıtların tümü, insanların mitlerini kelimelere dökmeden çok önce, Leach ve Fried tarafından sağlanan “mit” tanımına karşılık gelen bir inanç yapısı geliştirdiklerini göstermektedir. Psikiyatrist Carl Jung’a göre mit, çoğu kez kaotik ve anlamsız olarak sunulan bir dünyada anlam ve düzen bulmaya ihtiyaç duyan insan ruhunun gerekli bir yönüdür. Jung bu konuda şöyle ifadeler kullanmıştır:
Ruh, dünyanın ve insanın bir yansıması olarak, pek çok yönden gözlemlenebilecek ve incelenebilecek kadar sonsuz karmaşıklıkta bir şeydir. Bizi dünyanın karşılaştığı aynı sorunla karşı karşıya bırakır: Dünya’nın sistematik bir incelemesi gücümüzün ötesinde olduğu için, kendimizi sadece pratik kurallarla ve kendimizi özellikle ilgilendiren yönlerle tatmin etmeliyiz. Herkes kendisi için kendi dünya tanımını yapar ve genellikle hava geçirmez bölmelerle kendi özel düşüncelerini ve görüşlerini inşa eder, böylece bir süre sonra yaşadığının farkına varacaktır ve bazı gerçekler oluşturduğuna ve bu gerçeklerin doğru olduğuna inanacaktır. Ancak sonlu olanlar asla sonsuz olanlarla ilgili bilgi sahibi olamayacaklardır.
Efsane Türleri
Akademisyen Joseph Campbell, mitoloji konusunda yaptığı açıklamalarda mitolojinin her çeşit insanın temelini oluşturduğu ve mitolojinin gerçeklere dayalı olmasa bile insanların ona inandığını belirtiyor.
Pek çok farklı efsane türü vardır, ancak esasen mitolojiler üç ayrı farklı grupta toplanırlar, bunlara:
- Etiyolojik Mitler
- Tarihsel Mitler
- Psikolojik Mitler
Etiyolojik mitler (Yunanca akıl anlamına gelmektedir) belirli bir şeyin neden olduğu gibi olduğunu veya nasıl ortaya çıktığını açıklamaktadır.
Örneğin, Mısır mitolojisine göre çınar ağacı, tıpkı Çınar Hanımı tanrıça Hathor’a ev sahipliği yaptığı için görüntüsü ona benzemektedir. Yunan mitolojisinde Pandora kötülük ve acının sembolüdür ve Pandora’nın serbest bırakılmasından sonra kötülüklerin dünyaya yayıldığı belirtilmektedir. Pandora özellikle Çin mitolojisinde büyük yer tutar ve nüfus ile ilgili doğrudan adı sık sık geçer.
Tarihsel mitler geçmişten gelen bir olayı yeniden anlatır. Örneğin Musa’nın denizleri ikiye ayırması gibi mitler bulunmaktadır ve bunlar genelde abartılmıştır. En fazla abartılan ve en az inanılan mitler arasında tarihsel mitler bulunur. Çünkü bunlar genelde çok abartılmıştır. Gökleri yerle bir hale getirdiği gibi mitolojilere özellikle inanılmasının sebebi “neden tüm her şey yok olmadı?” sorusuna sebep olmasından kaynaklanır.
Psikolojik mitler, hem Jung hem de Campbell’e göre, dış dünyayı kişinin iç bilinciyle dengelemek için psikolojik bir ihtiyacı temsil eden, bilinenden bilinmeyene bir yolculuk yaratan psijkolojik mitler bulunmaktadır ve bunlara ihtiyaç vardır.
Bu efsaneler kültürel bazı birikimler katabilir ancak çok karmaşık olabilirler.
Prens Oidipus ile ilgili mitolojik hikaye buna örnek olarak gösterilmektedir.
Sonuç
Sonuç olarak Dünya’da mitolojiler söz konusu olduğunda Roma mitolojisi, Çin mitolojisi, Antik Mısır mitolojisi ve en çok bilindiği kadarıyla Yunan mitolojisi en baş sırayı almaktadır. Bunların her biri ayrı ayrı tanrılar, tanrıçalar, canlı olan ancak insana benzemeyen karakterleri tasvir etmektedirler.
Tek özel nokta ise hiçbir tanrı ve tanrıçanın diğer tanrı ve tanrıçaları tek seferde yok edemeyecek olduğu, ölümsüz olan bu tanrıların ve tanrıçaların bazı mitolojilerde aynı özelliklere sahip farklı adlar ve görünümler ile gösterilmelidir. Örneğin Antik Mısır mitolojisinde gök tanrısı farklı karakter ve görünümünde iken Yunan mitolojisinde daha farklıdır. Bunlar bazı kafa karıştırıcı soru işaretleri yaratabiliyor olmalarına rağmen hâlâ bugün günümüzde bile farklı mitolojileri reddeden ancak belirli bir mitolojiyle ilgilenen insanların özellikle Asya kıtası ülkelerinde olduğu bilinmektedir.
Türkiye’de de son yıllarda çok azalmış olmasına rağmen cinler ve benzer görünmeyen varlıklarla ilgili mitler bulunmaktadır. Bunlar geçmiş tanrı ve tanrıçalar ile yakından ilgilendirilebilir. Örneğin cinlerin tanrılar ve tanrıçalar olduğuna dair bazı efsaneler mevcuttur. Kötülük amaçlı yapılan büyülerde bazı yazılarda Pandora’dan yardım istendiği görülmüştür. Pandora adının farklı şekillerde yazıldığı ve muska haline getirildiği gibi bilgiler günümüzde çok fazla kalmamış olsa bile mevcuttur ve özellikle ücra köylerde çok sayıda insan bu tür şeylere inanabilir.
Dünya’da yaşam boyunca özellikle de binlerce yıl önce bugün adı bile bilinmeyen mitlerin – efsanelerin yaşandığı ve geliştirildiğine inanılmaktadır. Özellikle insanların o dönemde diğerlerini kandırmak, hayali tanrılar ve tanrıçalar yaratmak, bu tanrı ve tanrıçalara görevler vererek diğer insanları inandırarak bunlara kılık kıyafet açısından farklı şekiller verdikleri resmedilmiştir. Hatta öyle ki bazı iddialar o dönemde ayna olmadığı için mitleri yaratanların belirli isimler ve görünümler vererek diğer tanrı ve tanrıça olduğuna inandırdıkları kişilere “senin kafan yılan başlı, sen hayvanlardan sorumlusun” benzeri görevler ve özneler yüklediğine dair efsaneler bulunmaktadır.
Mitoloji, insan varoluşunun en zor ve en temel sorularını yanıtlamaya çalışmaktadır: Ben kimim? Ben nereden geldim? Neden buradayım? Kim tarafından yaratıldım? Neden ben yaratıldım? Eğer ben yaratıldıysam diğerleri neden yaratıldı? Neden kötü olaylar oluyor? Neden herkes sağlıklı değil? Neden hastalıklar var? Nereye gidiyorum?
Eski dönemlerde insanlar tanrıların ve tanrıçaların kutsal olduğuna inanıyordu. Bugün bile dini değerler birçok insanın yaşam kaynağı ve kötülükten uzak durma sebebi olarak gösterilmektedir. İnsanlar bugün belirli aralıklarla yardım yapıyorlar ve bunun karşılığında sevap aldıklarını düşünerek bunu uyguluyorlar.
Bazıları bunu karşılıksız yaptığını belirtiyor olsa bile dini olarak bu durumdan haberdar olmasalar yardım yapmaktan uzak durabilir, cinayet işleyebilirlerdi. Hâlâ cinayetler işleniyor ve kötü olaylar sürekli devam ediyor ancak o dönemde tanrıların bu duruma izin verdiğine inanılırken bugün ise yine günümüze uygun dinler tarafından tasvir edilen “Allah, tanrı, inek” ve benzer dine bağlı olarak inanılan tanrıların buna “hayırlısı bu olduğu için” izin verdiği belirtiliyor.
Günümüzde de özellikle tecavüzlerin neden engellenmediği, kutsal gücün neden kötü insanları durdurmadığı konusunda o döneme benzer olarak “kötüler cezalandırılacak, burada yaşayacaklar ancak öteki tarafta ceza alacaklar” yanıtını duymak her ülkede, her dinde duymak mümkündür.
*Bu içerik Zovovo.com’a özel olarak üretilmiştir.