Otomatik taslak

 

Her gün kahvemizin yanında, tatlılarımızda veya içeceklerimizde severek tükettiğimiz, pek çok çeşidi olan çikolata hakkında ne kadar bilgi sahibiyiz? Sizler için araştırdığımız Çikolata Hakkında 20 İlginç Bilgi bu yazımızda.

 

 

1) Çikolatanın İsim Kökeni

Çikolatanın ilk başta “xocolatl” yani acı su olarak adlandırıldığını biliyor muydunuz? Acı tada sahip kakao çekirdekleri, eski çağlarda günümüzde yediğimiz şekerli sütlü ve tatlı çikolataları üretmek için kullanılamıyordu doğal olarak. Kakao tozu su ile karıştırılarak içecek olarak tüketiliyordu. Kakaonun acı tadından dolayı Azteklerin verdiği “xocolatl” ismi günümüze neredeyse hiç değişmeden “chocolate” (çikolata) olarak gelmiş.

Otomatik taslak

 

 

2) Çikolata Tarihte Tanrılardan Bir Hediye Olarak Görülüyordu

Çikolata üretiminde kullanılan kakao çekirdekleri Theobroma isimli ağaçta yetişir. Theobroma ise “Tanrıları dürten yemek” anlamına gelmektedir.

Tarihte Aztekler, tanrıların bir lütfu olarak gördükleri bu ağaçtan elde ettikleri kakao çekirdeklerini evlilik sembolü olarak ve hatta değerli eşyalar veya hayvan satın almak için para gibi bile kullanırlardı!

Theobroma ağaçlarının ömrü ortalama 200 yıl olsa da, yalnızca 25 yıl meyve verdikleri göz önüne alınırsa, Aztekler kakao çekirdeklerine bu kadar değer vermekte haksız da sayılmazlarmış.

Ayrıca yine Aztekler kakaoyu en başta günümüzdeki gibi tatlı bir yiyecek olarak tüketmek yerine su ve çeşitli baharatlar ile karıştırılarak hazırlanan bir çeşit içecek olarak kullanmışlar. Yukarıda bahsettiğimiz gibi “xocolatl” yani “acı su” ismini buradan alıyor olsa gerek.

Yani bir dahaki sefere çikolatanın dozunu birazcık kaçırırsanız pişman olup kendinizi sıradan bir obur gibi değil, milyoner bir Aztekli veya bir Aztek tanrısı gibi hayal edebilirsiniz!

Otomatik taslak

 

 

3) Çikolata Üreticilerinden Çikolata Canavarları İçin Güzel Haber Geldi!

Bugüne kadar üretilmiş en büyük yükseklikteki çikolata barı yaklaşık 10 metre uzunluğundaydı, yani ortalama bir zürafadan ve müstakil bir evin boyunun 2 katından bile daha uzun!

Otomatik taslak

Bugüne kadar üretilmiş olan en büyük uzunluğa sahip çikolata barı ise yaklaşık 16 metre uzunluğundaydı, yani 4 metre uzunluğundaki 3 büyük beyaz köpekbalığının toplam boyundan bile daha uzundur!

Otomatik taslak

Ve son olarak, bugüne kadar üretilmiş olan en ağır çikolata bar ise 5574 kiloydu, yani ortalama büyüklükteki 2 yetişkin hipopotamın toplamından bile daha ağır!

 

 

4) Çikolata Hakkında Bir Mit: Çikolata Yemek Sivilce Yapar

HAYIR! Çikolata akne veya sivilce problemine yol açmaz. Gönül rahatlığı ile çikolata yiyebilirsiniz çünkü cildiniz olduğu gibi görünmeye devam edecek.

Otomatik taslak

 

 

5) Ancak Siz Yine De Çikolatanın Dozunu Fazla Kaçırmayın

Çünkü çok fazla miktarlarda çikolata tüketmek ciddi sağlık sorunlarına, ve hatta ölüme bile sebebiyet verebilir. Tahmini ölümcül doz tek seferde 10 kg çikolata yemektir.

Otomatik taslak

 

 

6) Çikolata ve Beynimiz

Çikolata yemek, beyinde mutluluğa neden olduğu bilinen Hidroksitriptamin (seratonin) adlı bir nörotransmitter salınımını sağlar, tıpkı aşık olduğunuz zamanda da olduğu gibi.

Ayrıca çikolatanın kokusu, beyinde bulunan teta dalgalarını uyararak rahatlamayı sağlar. İçerdiği antioksidan özelliği olan flavonoid ve diğer birtakım antioksidanlar sayesinde de kan basıncının düşmesine yardımcı olur ve yaşlanmayı geciktirmeye yardımcı olabilir. Çikolatanın ham maddesi kakao, içeriğindeki “anandamide” adlı madde sayesinde sinir sistemini uyararak gevşeme ve rahatlama sağlar, pozitif düşünmeye yönlendirir. Çikolatanın tüm faydalarını yazımızın sonunda kısaca derledik.

Ancak çikolatada migrene neden olan tyramine (tiramin) de az miktarda bulunuyor. Migreni kamçılayacak diğer besinlerle beraber yenmesi durumunda migrenin olası etkisini artırabilir.

Otomatik taslak

 

 

7) Biraz Da Fiziksel Gerçeklere Bakalım

Çikolata 34 derecede erimeye başlar, yani bir insanın vücut sıcaklığının sadece birkaç derece altında. Bu yüzden çikolata ağzınıza attığınızda hemen erir, hatta bir parça çikolatayı parmaklarınızın arasında uzun süre tutarsanız bile eriyip parmaklarınıza yapışmaya başlayacağını görürsünüz.

Otomatik taslak

 

 

8) Casanova ve Çikolata

Aşka aşkı ile bilinen çapkınlardan Giacomo Giralomo “Casanova”, çikolatanın afrodizyak etkisini o zamandan keşfetmiş olacak ki, kadınları tavlamak için çikolata ve şampanyayı karıştırdığı söylenir. Günümüzde yapılan çalışmalara göre de çikolata, Casanova’yı doğrular nitelikte. Çikolatanın içerisinde tansiyonu yükselten ve kalp atışlarını hızlandıran uyarıcılar bulduğu için gerçekten de cinsel isteği artırıyor.

Otomatik taslak

 

 

9) Biraz da Bilim

Mikrodalga fırının mucidi Amerikalı mühendis Percy Spencer, elektriği bir arada toplamak üzere çalışmalar yaparken, tesadüfen cebindeki çikolatanın eridiğini fark edip buradan yola çıkarak mikrodalga fırını teknolojisine kadar ulaşmıştır. Annelerimiz sınavlardan önce bize çikolata yedirirlerken haksız da değillermiş!

Otomatik taslak

 

 

10) Çikolata Stokçuları İçin Bir Müjdemiz Var

Çikolatayı ısı ve ışıktan uzak tutmak için daima alüminyum folyoya sararak koruyun. Bu şekilde muhafaza ettiğiniz sütlü çikolatanın dayanma süresi 6-8 ay, bitter çikolatanın ki ise 18 aydır. Ancak bitter çikolatayı buzlukta tutarsanız sonsuza dek muhafaza edebilirsiniz. Stokçular yaşadı!

Otomatik taslak

 

 

11) Hadi Çikolata Severleri Analiz Edelim

Dünyada en çok çikolatayı İsviçre ve İngiltere halkı tüketiyor. Ayrıca istatistiklere göre kadınlar erkeklere göre daha fazla çikolata yiyorlar.

Otomatik taslak

 

 

12) Çikolata ve Diyet

Bir damla çikolata, insanlara yaklaşık 50 metre kadar yürüme enerjisi verir. Ayrıca çikolatadaki yağ, doymuş yağların aksine kolesterol de içermiyor.

Ayrıca çikolatanın damarlardaki duvar içi sertleşmeyi önleyerek damar tıkanıklığını en aza indirgeyebileceği de çalışmalarla kanıtlandı.

Diyet ve beslenme uzmanlarının yaptığı başka  bir araştırmaya göre ise günde 16 gram çikolata yemek bazı kronik hastalıklara yakalanma riskinizi azaltabilir.

Yani diyetinize, kalorilerinizi aşmayacak miktarda olmak kaydıyla, güvenle şekersiz veya bitter çikolata ekleyebilirsiniz. Bitter çikolata içerisindeki kakao yüzdesi ne kadar fazlaysa o kadar sağlıklı olacağını da unutmayın.

Çikolata Hakkında 20 İlginç Bilgi

 

 

13) Çikolata ve Dişlerimiz

Sanılanın aksine çok çikolata yemek diş çürümesine sebep olmaz, aksine çikolatada bulunan tanin, flor ve fosfat gibi maddeler dişlerin çürümesini önlüyor! Japonya’da Osaka Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre çikolatanın ham maddesi olan kakao, diş çürüklerini önlemede en yetenekli diş macunlarından bile daha etkili! Sadece çok fazla işlenmiş ve şekerli çikolatalardan kaçınıp ağız bakımınızı aksatmadığınız sürece dişleriniz hiç olmadıkları kadar güvende!

Otomatik taslak

 

 

14) Çikolatanın İçinde Neler Var?

Kaliteli bir çikolatanın içeriğinde en az %30 oranında kakao bulunmalı. Kakao miktarı yükseldikçe çikolatanın da kalitesi artıyor. Özellikle diyet yapıyorsanız %90 ve üzerinde kakao içeriği bulunan çikolataları marketlerden kolayca temin edebilirsiniz.

100 gram bitter çikolata 515 kalori, sütlü çikolata 545 kalori, fındıklı çikolata 543 kalori, beyaz çikolata 537 kalori içeriyor. 100 gram sütlü çikolata 262 mg kalsiyum içeriyor. Aynı miktar bitter çikolatada 300 magnezyum ve 10 gramında 3,3 gram yağ bulunuyor. Sütlü çikolatanın %44.5’i şeker, %22’si süt tozu, %15’i kakao kütlesi, %18’i kakao yağı, %0.47’si lesitin, %0.03’ü ise etil vanilindir.

Çikolata yapımı için kakaonun kaliteli olması tek başına yeterli değil elbette. Kaliteli çikolata üretimde çeşitli kakao cinslerinin harmanlanması, içine katılacak şeker, süt veya vanilya, kuruyemiş ve kuru meyve gibi diğer katkı maddelerinin kalitesi ve oranı da önemli rol oynuyor.

Otomatik taslak

 

 

15) Biraz da Çikolatanın Ham maddesi Olan Kakaoyu İnceleyelim

Çikolatanın ham maddesi kakao çekirdeklerinin içinde bulunan tohumlardır. 500 gramlık bir çikolata yapmak için, yaklaşık 400 adet kakao çekirdeği işlenmektedir.

Kakao çikolata yapının yanı sıra, eskiden ilaç olarak da kullanılırmış. Hatta 18. yüzyılda doktorlar kakao yağını sütle karıştırarak ilaç olarak satmışlar.

Günümüzde dünyada en çok kakao %70’lik bir oranla Afrika kıtasında yetiştiriliyor. Dünyanın en fazla kakao üretimi yapan ülkesi ise Fildişi Sahilleri’dir.

Otomatik taslak

 

 

16) Peki Çikolata Nasıl Üretiliyor?

Kakao çekirdekleri toplandıktan sonra özenle temizlenip kurutulur. Sonra uygun sıcaklıktaki tablalarda kavrulan çekirdekler kırılıp kabuklarından ayrılır. Bu aşamadan sonra kakao çekirdekleri 2 kere öğütülür.

Bu işlemler sonucunda elde edilen kakao kitlesi; çikolata, kakao yağı ve toz kakao üretimi için farklı partilere ayrılır. Toz kakao üretme işlemi için eldeki kitlenin daha da inceltilmesi, yani tekrar bir öğütme işleminden geçirilmesi gerekiyor. Kakao yağı üretimi için ise kakao kitlesine presleme işlemi yapılıp yağın kakao zerreciklerinden ayrılması sağlanıyor.

Çikolata yapımı için ayrılan kakao kitlesi ise öncelikle diğer kakao çeşitleri ile güzelce harmanlanıyor. Ardından karışım tekrar öğütülüp iyice inceltiliyor. Üretilecek çikolatanın çeşidine göre ekstra malzemeler (süt, meyve, kuruyemiş, vs.) ile karıştırılıp kalıplara dökülüyor. Çikolatalar kalıplarda katılaştırıldıktan sonra ise paketleniyor ve satışa hazır hale geliyor.

Otomatik taslak

 

 

17) Kakaonun Tarihi

Eski Dünya‘ya kakao çekirdeklerini Hernando Cortez adında bir İspanyol getirmiş. Cortez, 1519 yılında Meksika‘ya geldiğinde Aztek Kralı 2. Montezuma ona yukarıda bahsettiğimiz gibi ‘Xocoltl’ adını verdikleri acı bir içecek ikram etmiş. Cortez, güzel kokulu ancak zehir gibi acı olan bu içeceği beraberinde Avrupa‘ya götürmüş. Avrupalılar başlangıçta bu içeceği pek de sevmemişler. Gerçi bu değişik içeceği tatma şansına sahip olanlar sadece saray mensupları ve saraya yakın olan kimselermiş.

Çok daha sonrasında, Avrupalılar Azteklerin kakaodan hazırladıkları bu içeceği süt, vanilya, tarçın ve balla tatlandırarak farklı içecek hazırlamışlar. Bu formülü ilk bulanlar ise keşişler olmuş ve uzun yıllar bu formülleri sır gibi saklamışlar.

Ancak eninde sonunda keşişlerin sırrı ortaya çıktı ve ardından tüccarlar, Yeni Dünya‘dan getirdikleri kakaoyu tüm Avrupa‘ya yaymak için seferber oldular. Kakao satan dükkanları açılıp çoğalmaya başladı. Bunlardan ilki 1657 yılında Londra‘da açıldı. Onu kısa sürede Avrupa‘nın belli başlı merkezlerindeki benzerleri izledi.

Otomatik taslak

 

 

18) Çikolatayı Kim Buldu?

Yenilebilir çikolatayı ilk kimin keşfettiği maalesef henüz bilinmiyor.

Bugün bildiğimiz çikolata ise Avrupa‘da endüstri devrimiyle birlikte, kakao çekirdeklerini öğüten makinelerin bulunmasından sonra üretilmeye başlandı. Hollandalı Van Houten firması 1828 yılında çekirdeklerden kakao yağını çıkarıp, hoş kokulu, tadı sert olmayan bir içecek yapmayı başardığında, çikolata konusunda gerçek bir devrim gerçekleşmiş oldu.

1848 yılında J.S. Fry isimli birinin “Chocolat Delicieux E Manager” markasıyla piyasaya bugünkü çikolata barlarının ilk örneğini piyasaya sürdüğü biliniyor.

İsviçreli fabrikatörler Daniel ve Henry Nestle ilk sütlü çikolatayı ise J.S. Fry’dan 25 yıl kadar sonra üretti.

Otomatik taslak

 

 

19) Çikolata ve Türkler

Çikolatanın Türk topraklarına bilinen ilk gelişi 1693 yılıdır. İtalyan gezgin Gemelli Careri, İzmir’de arkadaşlarına sıcak çikolata ikram etmişti ve Türkler bu sayede çikolata ile tanışmışlardı.

Çikolata Hakkında 20 İlginç Bilgi

 

 

20) Peki ya Beyaz Çikolata

Kulağa şaşırtıcı gelecek ama beyaz çikolatanın içerisinde çikolata özütü ve kakao çekirdekleri bulunmadığı için, teknik olarak çikolata değildir ve çikolata çeşitleri arasında sayılmamaktadır. Beyaz çikolata içeriğinde sadece kakao yağı bulunuyor.

Otomatik taslak

 

 

Son Olarak, Kaliteli Çikolatanın Faydalarını Toparlayalım:

  • Çikolatanın en bilindik faydası yukarıda bahsettiğimiz gibi mutluluk hormonunu arttırmasıdır.
  • Çikolatanın rahatlatıcı ve sakinleştirici bir etkisi vardır. Özellikle stres, depresyon ve uykusuzluk gibi psikolojik sorunların giderilmesinde etkilidir.
  • Kolesterol seviyesinin dengede olmasını sağlar.
  • Beyin ve kalbe giden damarların kan akışını sağlayarak damar tıkanıklığı riskini düşürür.
  • Kalp krizi ve beyin kanaması gibi hastalıklara yakalanma riskini azaltır.
  • Cilt sağlığını olumlu yönde etkiler. Bu nedenle cilt maskelerinin içerisinde de sık sık kullanılır.
  • Soğuk algınlığı, öksürük ve boğaz ağrısına iyi gelir.
  • Enerji vererek vücudun gün boyu dinç kalmasını sağlar.
  • Demir ve kalsiyum içerdiği için kemik gelişimine katkı sağlar.