İnsanlar olarak güçlü görünürüz, ancak gücümüz sadece Dünya içerisinde canlılar üzerinde sınırlıdır. Milyonlarca liralar harcansa bile bir dağın tamamen ortadan kaldırılması mümkün olmadığı gibi, insanlar bu güçsüzlüğü karşısında evren ile ilgili de aradıklarını asla bulamadılar.
İçindekiler
Evren İle İlgili Neler Biliyoruz?
Evren ile ilgili bildiklerimiz son derece sınırlı, son derece az. Bunun sebeplerinden bir tanesi ise daha diğer gezegenlere bile gidemezken, evrende dolaşım yapmanın mümkün olmaması, uzay araçlarını evrene göndermenin mümkün olmaması. En uzak noktalara bir uzay aracı göndermek nasıl mümkün olmuyor ise, en yakında olanlar bile en diplerinde olan özellikleri görmüyor olabilirler.
Karanlık Madde – Örümcek Ağı
Gezegenler, yıldızlar, asteroitler, galaksiler – gerçekte görebildiğimiz diğer her şey – tüm evrenin %5’ini oluşturur. Yani bu demek oluyor ki evren ile ilgili bizim görebildiğimiz %5 var ancak geri kalan %95 ile ilgili tam bilgi sahibi değiliz. Ancak bu %5 ile ilgili olarak bile daha milyonlarca gezegen, yıldız ve keşfedilmemiş farklı görünür madde olduğu tahmin ediliyor. Bazı bilim adamlarına göre ise evrenin sandığımızdan daha fazla gezegenle dolu olduğu iddia ediliyor.
Bilim adamları karanlık madde olarak bilinen maddenin kanıtı olduğuna değiniyor ve bu maddenin görünmez olduğuna değiniyor. %25’in karanlık maddeden oluştuğu tahmin ediliyor.
Antimadde – Kötü İkizler
Antimaddeler maddeleri yok eder. Bunu size nasıl açıklayacağımız konusunda en basit haliyle, bir su bardağının içerisine su yok edici bir kimyasal koyduğunuzda su anında yok olur ve geriye sadece bardak kalır. Ancak pis su bu bardaktan antimadde sayesinde arınmış olur. Antimadde Dünya gibi gezegenleri dahi yok edebilir ancak evrende çok az oranda antimadde olduğuna inanılmaktadır.
Antimadde madde olan Dünya gibi gezegenleri bile bir anda yok edebilecek güce sahipken, bugüne kadar evrende neyin yok olup olmadığı bilinmemektedir.
Fermi Paradoksu – Diğer Yaşamlar
Fermi Paradoksu diğer gezegenlerde yaşam olabileceği gerçeği, evren içerisinde diğer yerlerde insan veya hayvan, veya daha önce Dünyalılar tarafından hiç bilinmedik canlıların olduğu düşüncesine dayanıyor. Evrende diğer canlıların yaşadığına inanılırken, bunun hangi gezegenlerde olduğu, gezegen dışında yaşama uygun bir bölüm olup olmadığı insanlık tarafından en azından bu dönemde bilinmiyor.
Gelecek binlerce yıl sonra bile insanlığın devasa uzay araçlarında bile evreni tamamen keşfetmesinin mümkün olamayabileceği düşüncesine bakıldığında bunun bir bilinmez olduğuna değiniliyor.
Kara delikler içerisine giren her şeyi yutan ve onları parçalarına ayıran büyük yok edicilerdir. Kara deliğin içerisine daha önce herhangi bir kamera girmemiş olsa bile bilim adamları yaptıkları açıklamalar ile kara deliklerin son derece tehlikeli olduğuna değinmiştir. Dünya yakınında herhangi bir kara delik bulunmazken, bir kara deliğin Dünya’yı bile içerisine çekebileceği ve parçalarına ayırarak tüm Dünya’yı yok edebilecek olduğuna inanılmaktadır.
Kara deliğin sırrının çözülemiyor olmasının sebebi ise neyin buna sebep olduğu, nasıl bu kadar güçlü bir parçalama özelliğine sahip olduğu ve nasıl oluştuğu ile ilgili büyük soru işaretleri buna nede olmaktadır. Ancak bu soruların yanıtını vermek ne yazık ki evrende mümkün olmuyor.
Uzay Kükremesi – Sessiz Çığlık
Uzayda bir ses olup olmadığı konusunda ne yanıt verirdiniz? Muhtemelen Dünya’ya uzaydan ses gelmediği düşüncesi ile “ses gelmiyor” yanıtı verirdiniz ama yanılıyorsunuz. Uzayda normal kulaklarımız ile duyamayacağımız, ancak özel cihazlar ile duyulabilecek çok şiddetli bir çığlık sesine benzer ses olduğu duyulmaktadır. Bu sesin rüzgar olmayan uzay ortamında nasıl oluştuğu bir soru işareti iken, bunun tanrının sesi olduğuna değinenler, cehenneme giden insanların uzaydaki çığlıkları olduğunu iddia edenler bulunmaktadır. Asıl gerçek ise hiçbir zaman açığa çıkarılamadı ve sesin hangi noktadan geldiği, ya da her noktada eşit olup olmadığı büyük bir soru işareti olarak kaldı ve kalmaya da devam edecek.