Hayaller ülkesi üniversite… Her şeyin mümkün olabileceği, kendi özerkliğinizi ilan edip kah yan gelip yatabileceğiniz kah mekandan mekana akıp kimsenin size karışmayacağını bilerek gezip tozabileceğiniz ne isterseniz yapabileceğiniz medeniyet. Öğrenci olmanın dayanılmaz hafifliğiyle bezenmiş, henüz gezip tozmak haricinde hiçbir şeyi düşünmeye gerek olmayan ilk yıl özellikle. Herkes yaşamıştır bu duyguyu. Sınavlar gelip çatana kadar elbette. Bazen sınav haftalarında bile, çok çalışmadan, tabiri caizse yatarak geçilen bir bölüm öğrencisiyseniz hayat her daim size güzel. Fakat öyle bölümler varki akıllara zarar. Üniversite kazanmanın mutluluğunu bile, değil sınav zamanında, daha ilk haftadan size zehir eder. Bu bölümlerin hepsini saygıyla selamlarken, Fizik bölüm öğrencilerine sevgi ve saygılarımı ayrıca göndermek boynumun borcu.
Maalesef herkesin mutlu olamadığı, yetenekleri doğrultusunda bir bölümde okuyamadığı bir eğitim sistemimiz var. Hayatımızın çoğu zaman miladı sayılan tercih süreçlerinde, hangi üniversitenin, hangi bölümün istendiğinden ya da başarılı olup olunamayacağından çok, “bir yere kapağı atayım da nasıl olsa biter” mantığı hakim oluyor. Elbetteki herkes için durum böyle değil. Ama bu durumda olanların kurtarıcısı her zaman istisnasız Fen-Edebiyat Fakülteleri oluyor. Haliyle sıkıntılar böyle başlıyor. Çünkü hiçkimse “yahu, bu bölümün puanı neden bu kadar düşük?” diye düşünüp sorgulamadan “ooo ben buraya yerleşirim” diyip Fizik Bölümünü seçiyor. Sonra mı? Ya rabb! Bir neslin gençliği böylece solup gidiyor.
Kuantum, nükleer, katı hal, plazma ve daha niceleri, ömrünün baharındaki birçok gencin ciğerini soldurdu. Buna rağmen anlayanlar ya da anlamaya çalışanlar, eğlenceli olduğunu fark ettiğinde Fizik bölümünde okumanın kolaylaştığını göreceklerdir. Bitirmesi de zor, bitirdikten sonra iş bulması da. Fizik bölümünü bitirenlerden “eğitimini aldım bu alanda devam edeceğim” deyip idealist davranan kısım çıkarılınca kalanlar, iş dünyasının jokeri olma yolunda emin adımlarla ilerliyor maalesef. Yine de söylemeliyimki, artık Fizik bölümünü seçenlerin sayısı oldukça azaldı. Her dönem belli bir meslek grubuna taleplerin arttığını düşünürsek, bir zaman sonra Fizikçilerin de kıymeti artacaktır muhtemelen.
Ortalama bir Fizik bölümü öğrencisini cafelerde barlarda çok fazla görmeniz mümkün değildir. Elinde sürekli kitap vardır. Çünkü ders çalışması gerektiğini, klasik öğrenci mantığıyla, sınavdan bir gece önce çalışarak Fizik öğrenilemeyeceğini ve sınavın geçilemeyeceğini bilir. Geçmişse de mucize olmuştur 🙂
Ortalama öğrenci olmanın altında kalan, nasılsa geçerim düşüncesiyle son dakikaya kadar ders çalışmayı erteleyen bir öğrencinin günlüğünü sizin için derledim.
İçindekiler
- Okulun İlk Günlerindeki Artistlik! “Fizikçiyim ben yha!”
- Formül Bizim İşimiz, Ispat Yapıyoruz. Anlayamazsınız..
- İşte Bunlar Hep Fizik
- Dünya Biz Fizikçilerin Ellerinde Dostum!
- Sınavlar mı? Kolay Ya, Hallederiz
- Kuantum mu o? A-ama sayılar nerdee?!
- Hocam Daha Adını Yazamıyorum Denklemini Nasıl Yazayım?
- Hiçbir şey Anlamıyorum Sanki
- Sınavda Nasıl Konu Ayrımı Yok? Hepsi Dahil Mi?
- Sorular uzaydan dünyaya transfer herhalde! Neyse Çaktırma
- 0,3 Puan mı? Adımı Yazmıştım Oysaki! Ona Puan Şey Etseydiniz?
- Bu Dersi Dördüncü Alışım Nasıl Geçemedim Yine Ya?!
- BONUS: Doç. Dr. Mete Atatüre
Okulun İlk Günlerindeki Artistlik! “Fizikçiyim ben yha!”
Formül Bizim İşimiz, Ispat Yapıyoruz. Anlayamazsınız..
İşte Bunlar Hep Fizik
Dünya Biz Fizikçilerin Ellerinde Dostum!
Kuantum mu o? A-ama sayılar nerdee?!
Hocam Daha Adını Yazamıyorum Denklemini Nasıl Yazayım?
Hiçbir şey Anlamıyorum Sanki
Sorular uzaydan dünyaya transfer herhalde! Neyse Çaktırma
0,3 Puan mı? Adımı Yazmıştım Oysaki! Ona Puan Şey Etseydiniz?
Bu Dersi Dördüncü Alışım Nasıl Geçemedim Yine Ya?!
BONUS: Doç. Dr. Mete Atatüre
Cambridge Üniversitesinde Kuantum Fiziğinde doçent doktor olan Türk Fizikçi Mete Atatüre‘nin hiç ısınamadığı dersin Fizik olduğunu biliyor muydunuz? Hocasının verdiği bir Fizik kitabı sayesinde bakış açısı değişmiş ve bugün, ölçülmesi imkansız denilen “ışık seviyesinin gürültü ölçümünü” başarıyla gerçekleştirmiştir.
Her şeyin bakış açısıyla ve ilgiyi odaklayacak bir nokta bulmakla alakalı olduğunun en güzel örneklerinden biridir Mete Atatüre. Gelecek nesillerin de hayatlarını değiştirecek iyi öğretmenlerle karşılaşmalarını ve bilim, sanat ve daha birçok alanda bizi gururlandıracak nice başarılara imza atmalarını umuyorum.