ABD, Çin ve diğerleri her yıl toplamı trilyonlarca doları bulan paraları füzelere ve savunma ekipmanlarına yatırıyorlar. Teknoloji devi ABD bu konuda rekor kırıyor ve her yıl 700 milyar doların üzerinde dünyanın en büyük savunma harcamasına sahip oluyor. Trilyon dolarları bulan bu harcamaların neden dolayı bu kadar fazla olduğu ise zaman zaman soru işaretlerine sebep oluyor.
Bugün biz insanlığı koruyan bu savunma araçları mı, yoksa farklı şeyler mi? İnsanlık kendi kendisini dış etkenlere karşı korumak için değil, iç etkenlere yani yabancı insanlara karşı korumak için böyle devasa harcamalarda bulunuyor. Terör örgütlerinin oluşumunu durdurmak devletlerin elinde olsa da bir devlet terörü durdurmak isterken, diğer devlet ise terörü yaymak istiyor.
Bu da ortaya güvenlik risklerini çıkarıyor. Bugün savunma alanında yapılan harcamalar ülkelerin birbirlerine karşı daha da fazla güçlü olmasını sağlayan en önemli şeyler arasında yer alıyor.
Savunması iyi olan güvende oluyor
Savunması iyi olan ve askeri gücü yüksek güçte olan ülkeler diğer ülkeler üzerinde baskı kurabiliyor ve bu sayede her ülke daha fazla güçlü olmaya çalışıyor. Önümüzdeki 5 yıl boyunca dünyada savunma alanında lider ülkelerin yerini koruması ve birçok ülkenin de yerini mevcut olarak aynı şekilde sağlama almaya devam edeceği ifade ediliyor.
Savunma araçlarına harcanan trilyon dolarlar insanlığın korunması ve dış tehditleri bertaraf edebilmek için en önemli unsurlar olsa da bu araçlar zaman zaman insanlığa karşı tehdit oluşturabilir hale gelebiliyor. Örneğin Pakistan ve Hindistan her an nükleer füzeleri birbirlerine karşı ateşleyebilecek ciddi gelişmeler ile karşı karşıya kalıyorlar.
Daha fazla para, daha fazla savunma = Güç.
ABD bugün dünyada istediği her ülkeye savaş açabilecek bir güç olarak tanınıyor ve bunu elinden asla bırakacak gibi görünmüyor. Ardından ise Rusya geliyor ancak Rusya diğer ülkeler üzerinde özellikle NATO üyesi ülkeler üzerinde asla baskı kuramıyor. Bunun sebebi olarak ise olası durumda en büyük nükleer güç olan ABD’yi de direkt olarak karşısına alacak olması ve kaybeden tarafın soykırım olabilecek olaylara varacak şekilde kendisi aleyhine olacağını bildiği için bu durum oluşuyor.
Ne kadar fazla savaş uçağı, ne kadar fazla para var ise o kadar fazla güç ortaya çıkıyor ki bu gücü elde eden ülkeler arasında sürekli olarak daha fazla kazanma ve daha fazla güçlenme arzusu yatmaya devam ediyor. Türkiye gibi ülkeler ise NATO üyesi olması dışında kendi askeri gücüne sürekli daha fazla para harcamak zorunda kalıyorlar ve harcadıkları paralar daha çok savunma araçları ile askeri personel maaşlarına gidiyor. ABD’de ise bu konu daha dengeli durumda ve savunma araçlarını kendi kendine üreten ülke bu konuda da askeri giderlerini kendi sattığı savunma araçlarından çok rahat bir şekilde çıkarmaya devam edebiliyor.