Gümüş huş ağacı olarak da adlandırılan huş ağacı farklı türlere sahiptir ve ana 2 türü olduüu bilinmektedir. Neredeyse tüm Avrupa’ya ve Küçük Asya’da görmenin mümkün olduğu bu ağaç türü bazı alanlarda çok daha fazla kullanılmaktadır. Tüylü huş ağacı aynı zamanda Avrupa’nın çoğunda ve Kuzey Asya’da görülür ve İzlanda’da da aktif olarak görülmektedir. 2 ana tür olarak farklılık göstermektedir.

Her iki huş türü de İskoçya’da oldukça fazla yaygın görülür, gümüş huş esas olarak iyi drene edilmiş, kuru topraklarda ve daha ıslak yerleri tercih eden tüylü huş ağacına oranla daha fazla görülmektedir. En azından İskoçya’da gümüş huş ağacı olarak adlandırılan tür çok daha fazla görülmektedir.

Huş ağacı, çam (Pinus sylvestris) ve meşe ormanları (Quercus spp.) ve benzer birçok farklı ormanda boy göstermektedir. Ağaçların sayı bakımından daha fazla olduğu ormanlar bulunmakta olup, özellikle de bazı ormanlarda daha fazla olmasının sebebi ise insanların daha fazla sayıda ağaç dikmesinden ve aynı tür fidanlar dikmesinden kaynaklanmaktadır.

Huş Ağacı Nedir?Huş Ağacı Nedir? – Özellikleri Nelerdir?

Huş ağacı Betulaceae familyasına ait yaprak dökenler grubuna dahil olan bir ağaçtır. Dünyada ılıman iklimde yetişen yaklaşık 60 farklı huş ağacı türü olduğu bilinmektedir ve bu türlerin farklı bölgelerde yaşadıkları, bazı bölgelerde farklı türden olan huş ağaçlarının yaşamadıkları bilinmektedir.




Huş ağacı, kaliteli bir görünüm ve daha uzun ömürlü olması için iyi bir güneş, nem ve iyi bir toprak ihtiyacına sahiptir. Eğer bu 3 etken yok ise huş ağacından verim alınması da pek mümkün olmayacaktır. Çok soğuk olan İskandinav ülkelerinde yetişebilecek ağaç türlerinden bir tanesi olmadığı bilinmektedir ve bu yönüyle özellikle de daha çok ılıman bölgelerde yetiştirilmektedir.

Genellikle göl ve nehirlerin yakınında yetiştiği bilinen huş ağacının daha çok Avrupa ülkeleri ve Asya’da yetişmesine rağmen Türkiye’de de bilinen türleri yetişmektedir. Türkiye ılıman bir iklime sahip olmasından dolayı özellikle bazı illerde huş ağacının daha kolay bir şekilde ve daha başarılı olarak yetiştirilebilecek olduğu belirtilir.

Huş, öncü tür olarak bilinir, çünkü tahrip edilmiş olan doğal ortamlarda kısa süre içerisinde eğer yeterli gereksinim var ise yetişebilir. Özellikle Japonya gibi ülkelerde ormanların tahrip edilen bölgelerinde kısa süre içerisinde huş ağacının yetişebilecek olduğu bilinir. Bu bitki esas olarak süs morfolojisi ve yüksek kaliteli ahşabı nedeniyle yetiştirilmektedir ve endüstriyel olarak çok sayıda mobilya firması tarafından aktif olarak kullanılmakta ve bu üründen üretilen mobilyaların çok ama çok daha kaliteli ve daha uzun ömürlü oldukları bilinmektedir.

60 huş türünden 11’i esas olarak habitat tahribatı ve çeşitli mantar hastalıkları nedeniyle ‘tehlike altında olan ağaç türleri’ arasında yer almaktadır.



Huş Ağacı Fiziksel GörünümüHuş Ağacı Nedir? – Özellikleri Nelerdir?

Her iki huş ağacı türü de son derece hızlı büyür ve kısa süre içerisinde bu büyümenin etkileri görülebilir. Ortalama olarak gümüş huş ağacı 30 metreye kadar bir yüksekliğe ulaşabilirken, tüylü huş ağacı nadiren 21 metreyi aşabilmektedir.

Öncü türler olarak, kısa ömürlüdürler, tipik ömürleri 60 ila 90 yıl arasında sınırlıdır, ancak bitki ve ağaç uzmanları bazı huş ağaçlarının bölgenin yapısı ve diğer doğal sebepler dolayısı ile 150 yıla kadar yaşayabildiklerini belirtmektedirler. Bunun sebebi olarak ağacın türü, bakımı ve diğer sebepler gerekçe gösterilirken, özellikle doğal çevreye uyumun bu yönden çok önemli olduğu belirtilmiştir. Ağaçlar incedir, gövdeleri normalde 40 cm’yi geçemeyecek kadar genişliktedir. İnce ama uzun bir yapıya sahip olan huş ağacı özellikle de dar alanlarda dikilebilecek ağaçlardandır.

Görece daha az yaşa yıldır aktif olan huş ağaçlarında kabuk  kırmızımsı kahverengi rengindedi,r, ancak olgunlaştıkça bu durum tam tersi olarak kül grisi gibi beyaz renge dönüşür ve buradan ağacın yaşlı olup olmadığını anlamak çok daha kolay olabilmektedir.

Huş ağaçları özellikle çok uzun yaşamadıklarından yaşlarını tahmin etmek daha kolaydır. Özellikle 100 yaşın çok daha fazla üzerinde olan 130-150 yaşında olan huş ağaçlarının fiziksel görüntüsünden kaç yaşında olduklarını anlamak mümkün olabilmektedir. Doğabilimciler, özellikle de bu ağaçların çok sayıda faydasının olduğunu, geçmişte daha fazla sayıda olduğu düşünülen bu ağaçların fiziksel görünümlerinin yıllar öncesine göre az da olsa değişim göstermiş olabilecek olduğuna inanmaktadırlar.

Huş ağacı birçok ağaç gibi yaprak döker ve bahar aylarında yeniden tomurcuklanır ve yeniden renkli bir görünüme sahip olur. Yağmur yağdığı zaman yaprakların rengi daha farklı görünüme bürünür ve kısa süre içerisinde bu renk değişimi yeniden bozulur.

Yeni yapraklar Nisan ayında ortaya çıkar ve ilk önce parlak yeşil renge sahiptir, rengi bir veya iki hafta sonra daha koyu bir yeşile dönmeye başlar ve bu yeşil renk değişimi gözle görülebilecek kadar belirgin olmaktadır.

Renk Sonbaharda sarı veya kahverengiye dönmeye başlar ve don soğuklardan sonra huş ağacının renkleri daha koyu hale bürünmeye başlar.

Gümüş huş ağacı yaprakları genellikle donuk veya kahverengimsi olan tüylü huş ağacından daha parlak bir sarıya dönüşme eğilimine sahiptir.

Yapraklar Ekim ayının sonunda veya Kasım ayı başlarında dökülmeye başlar, ancak bu daha erken olabilir ve İlkbaharda yeniden yapraklar açmaya başlar ve renk döngüsü yine her sene tekrar eder. Bu renk değişimi bazı bölgelerde daha erken veya daha geç olabilmektedir.

İki tür, yaprakları ile ayırt edilebilir, tüylü huş ağacınınkiler gümüş huş ağacından daha yuvarlaktır ve gümüş huş ağacı yapraklarındaki çift dişli görünüm sırasının aksine yaprak kenarında tek bir diş görüntüsü vardır. Bu diş ifadesi aslında keskin yapıyı ifade eder, bunu hemen anlamak mümkündür ve ağaçlar ile ilgili en ufak bir bilgisi olmayan bir insan bile hangi tür olduğunu rahatlıkla anlayabilir. 1 keskin görünüm veya 2 keskin görünüm arasındaki farkı anlamak son derece kolay olmaktadır.

Ayrıca, gümüş huş ağacında küçük beyaz lekelere sahip olan dallarıyla da bilinir, tüylü huş ağacındakiler küçük tüylerle kaplı olabilir ve bu 2 tür arasındaki soru işaretlerini gidermede son derece etkili bir fiziksel görünümdür.

Tüylü huş ağacı daha dik yapraklara sahiptir ve bu yönüyle kendisini belli eder. Gümüş huş ağacı ise tam tersi daha normal görünüme sahiptir.

Huş Ağacı Hakkında İlginç Bilgiler

  • Huş ağacı ortalama olarak 30 metre, bazen biraz daha uzun boyutlara ulaşabilen bir ağaç türüdür.
  • Huş ağacının 2 farklı türde yaprakları vardır ve 1 dişli ya da 2 dişli görünümdedir.
  • Huş ağacı daha çok ılıman olan iklimlerde yetişmektedir.
  • Yaprakları yaşına oranla daha farklı koyun renkte ve açık renkte olabilir. Bu ağacın yaşının belirlenmesinde etkili bir fiziksel görünümdür.
  • Huş ağacının yol kenarlarına dikilmesi veya benzer otoyol kenarlarında yetişmesinin doğru olmadığı bilinmektedir. Bunun sebebi olarak kökünün çok daha fazla yayılgan olması ve otoyol gibi yerlerde altyapıya zarar vererek kazalara bile sebep olabilecek olmasıdır.
  • Tomurcukların en belirgin olduğu türler daha çok iyi yetişmiş olan türlerdir. Bir huş ağacı ne kadar iyi yetiştiyse o kadar daha iyi görünüme sahiptir.
  • Huş ağacı, her yıl yaklaşık 1 milyon tohum bırakabilen “samara” adı verilen meyve üretir.
  • Huş ağacı tohumları ve kabuğu, tavşan, geyik, bazı sürüngenler ve kuşlar ile uçan diğer türler için ve orman hayvanları için besin kaynağı oluşturmaktadır.
  • Huş ağacının ahşabı mobilya, oyuncak, basketbol sahası, kapı ve kano imalatında kullanılır. Kağıt Ağaç Huş ağacı kağıt üretiminde kullanılır.
  • Huş ağacının odunu son derece yanıcıdır. Islakken bile yanabilecek kalitede olan bu odun dolayısı ile daha çok mobilya yapımında aktif olarak kullanılmaktadır. Huş ağacının odunundan yapılan ürünler özellikle Asya bölgesi ülkelerinde çok daha fazla yüksek fiyatlara satılmakta olup, çok fazla tercih edildiği bilinmektedir.
  • Asya’da bazı satıcıların mobilya ürünlerinde sadece huş ağacı odunu kullandıkları ve mağaza adlarının huş ağacının ifadesi veya görseli ile oluşturulduğu bilinmektedir. Bu mağazaların özellikle Asya bölgesinde olmasının sebebi olarak ağacın bu bölgelerde yaygın olması gerekçe gösterilmektedir.
  • Huş ağacının farklı bölgelerinden elde edilecek olan doğal maddeler sabun, şampuan ve diğer kozmetik ürünlerin yapımında da aktif olarak kullanılmıştır. Daha çok kozmetik olarak sabun ve şampuan gibi ürünlerde kullanıldığı bilinir.
  • Kabuk, ilaç endüstrisinde kullanılan betulin ve betulinic asit gibi maddeleri içerdiğinden ötürü özellikle sağlık sektöründe de bu ağacın öneminin son derece büyük olduğu bilinir. İlaç dünyasının bazı bölgelerde bu ağacı ilaç üretimi için yetiştirttiği ve bunun için her yıl milyonlarca dolar değerinde ödemeler yaptığı biliniyor. Kabuk kısmında yer alan maddelerin doğal olması ve bunun direkt olarak insan sağlığı için mide ağrısı gibi durumlarda doğal bir ağrı kesici olarak kullanılabildiği biliniyor. Ayrıca, ıslatılmış kabuk kısmının kırık kol için sallanmayı ve hareket etmeyi önleyebilecek sertlik ve kalitede olduğu biliniyor.
  • Huş ağacının poleni, kuzey yarım küredeki saman nezlesi vakalarının %15 – 20’sinden sorumludur.
  • Huş ağacı yaprakları Finlandiya’da çay yapma sırasında fabrikada aktif olarak kullanılmaktadır. Bazı insanlar bu ülkede ağaç kabuklarını çay bardaklarının yanında da aktif olarak kullanmakta, hatta süs olarak Finlandiya’da huş ağacı kabuklarından yapılan doğal ürünler bulunmaktadır.
  • Huş şurubu olarak da adlandırılan bir şurup türü özellikle alkol yapımında tatlandırıcı olarak da aktif olarak Kuzey Avrupa, Rusya ve Çin’de kullanılmaktadır. Bu ülkelerde kullanılan bu şurup aynı zamanda alkollü içkilere de katılmakta ve bu sayede doğal olarak tadı değiştirilebilmektedir.
  • Bazı huş ağacı türlerinin 200 yıla kadar yaşadığı daha önce ifade edilmiş gerçek bilgilerdir.