Dünya genelinde neredeyse bir yıldan fazladır mücadele ettiğimiz Covid-19 salgınında, zirveye çıkan vaka ve ölümlerin sayısı, bu yıl itibari ile başlayan Covid-19 aşılamaları sayesinde büyük ölçüde azalış gösteriyor.
Ülkemizde öncelikle yüksek yaş grubunda başlayan aşılama, haziran ayı itibari ile öncelikli grupta yer alan genç nüfusa da uygulanmaya başladı. Bu durum kullanımda olan aşıların etkinliği ve halen geliştirilmekte olan aşıların potansiyeli hakkında daha fazla soru işareti ortaya çıkıyor. Peki, aşılar birbirlerinden nasıl farklılık gösterirler?
Salgın ve aşılarla ilgili gelişmeleri takip etmek önemlidir, ancak birçok yönden bize gelen yanlış bilgi seli göz önüne alındığında, bu aynı zamanda göz korkutucu bir hal alabilir ve kafanızı karıştırabilir. Covid-19 hakkında yayılmakta olan yanlış bilgiler ve doğrularını öğrenmek isterseniz “Covid-19 Hakkında Mitler ve Gerçekler” yazımızı inceleyebilirsiniz.
Sinovac CoronaVac, Pfizer BioNTech, Moderna, Sputnik V ve Johnson & Johnson’ın aşıları şu anda dünya genelinde uygulanan aşılardır. Bir dizi farklı aşı çalışması da devam etmektedir. Bu aşılardan yalnızca Pfizer BioNTech, Moderna ve Johnson & Johnson aşıları FDA‘dan onay almışlardır.
Ülkemizde ise bu yılın başlarından itibaren ilk olarak Çin’de üretilen Sinovac CoronaVac Covid-19 aşısı, akabinde ise Almanya’da geliştirilen Pfizer BioNTech Covid-19 aşısı uygulanmaya başladı. Peki bu aşıların özellikleri ve farkları nelerdir? Hangi Covid-19 aşısı tercih edilmelidir? Yazımızda en ülkemizde güncel olarak Covid-19 aşısı olarak kullanılan Sinovac CoronaVac ve Pfizer BioNTech aşılarının detaylı bir karşılaştırmasını yaptık.
Ancak lütfen unutmayın, salgını en etkili şekilde bitirmenin yolu sürü bağışıklığı kazanmaktır ve aşılar şu an için bunun tek yoludur. Yazımız yalnızca genel bilgilendirme amaçlıdır, yegane önerimiz aşı hakkınız varsa en kısa sürede en kolay şekilde ulaşabildiğiniz aşıyı yaptırmanızdır.
İçindekiler
- Pfizer BioNTech Covid-19 Aşısı
- Aşının Durumu
- Kimler Pfizer BioNTech Aşısı Olabilir
- Dozaj ve Uygulama
- Pfizer BioNTech Covid-19 Aşısı Sonrası Görülebilen Yaygın Yan Etkiler
- Covid-19 Aşısı Olarak mRNA Aşıları Ne Kadar Etkili?
- Pfizer BioNTech Covid-19 Aşısı Nasıl Çalışır
- Pfizer BioNTech Aşısı Ne Kadar İyi Çalışıyor
- Pfizer BioNTech Covid-19 Aşısı, Virüsün Değişik Mutasyonları Üzerinde Ne Kadar İyi Çalışıyor
- Sinovac (CoronaVac) Covid-19 Aşısı
- Aşının Durumu
- Kimler Sinovac (CoronaVac) Covid-19 Aşısı Olabilir
- Sinovac CoronaVac için Dozaj ve Uygulama
- Sinovac CoronaVac Aşısı Sonrası Görülen Yaygın Yan Etkiler
- İlk Önce Kimler Aşılanmalıdır?
- Hamileler Sinovac CoronaVac Aşısı Olmalı Mı?
- Sinovac CoronaVac Aşısı kimlere önerilmez?
- Sinovac CoronaVac Aşısı Güvenli Mi?
- Sinovac CoronaVac Aşısı Ne Kadar Etkili?
- İnaktif Aşı Nedir?
- Sinovac CoronaVac Aşısı Nasıl Çalışır?
- Sinovac CoronaVac, SARS-CoV-2 Virüsünün Yeni Türevlerine Karşı Nasıl Çalışır?
- Sinovac CoronaVac, Enfeksiyon ve Bulaşmayı Önler Mi?
- Covid-19 Aşı Türlerinin Özellikleri ve Farkları Nelerdir?
- Aşı Olduktan Sonra Nelere Dikkat Edilmeli?
- mRNA ve Başka Türdeki Covid-19 Aşılarıyla ile İlgili Şehir Efsaneleri
- Aşılar Çok Hızlı Geliştirildi, O Nedenle Güvenilir Olamaz İddiası
- mRNA Aşıları Covid-19’a Yakalanmamıza Neden Olabilir İddiası
- Hamile ve Emziren Kadınlar İçin Aşı Güvenli Değil İddiası
- Covid-19 Aşıları Üreme Kabiliyetini Olumsuz Etkiliyor İddiası
- Hali hazırda Covid-19 Olmuş Olanlara Aşı Bir Fayda Sağlamaz İddiası
- Sinovac CoronaVac Aşısı Yeterli Koruma Sağlamıyor İddiası
Pfizer BioNTech Covid-19 Aşısı
Pfizer BioNTech aşısı, 11 Aralık 2020’de şirketin, yeni geliştirdikleri aşının semptomatik hastalığı önlemede %95’e kadar etkili olduğu haberlerini içeren pozitif klinik deney verilerini bildirmesinin ardından FDA ve EUA onaylarını alan ilk Covid-19 aşısı olmuştur.
Ancak Pfizer BioNTech Covid-19 aşısı, saklama koşulları açısından oldukça katı gereksinimleri de beraberinde getirmektedir. Örneğin, ultra soğuk sıcaklık kontrollü birimlerde (-70 Santigrat derecede) nakliye edilmesi gerekir. Şubat ayının ortalarında şirket, FDA’ya aşının ilaç buzdolaplarında ve dondurucularda daha yaygın olabilecek sıcaklıklarda stabilitesini gösteren yeni veriler sundu. Onay, Covid-19 aşısı için dağıtımı kolaylaştırdı.
Aşının Durumu
Pfizer BioNTech Covid-19 aşısı, ABD’de acil kullanım; Avrupa Birliği’nde ve diğer ülkelerde de genel kullanım için onaylanmış ve yetkilendirilmiştir.
Kimler Pfizer BioNTech Aşısı Olabilir
12 yaş ve üzeri herkes Pfizer Biontech Covid-19 aşısı olabilir.
Dozaj ve Uygulama
Pfizer BioNTech Covid-19 aşısı, 21 ila 45 gün arayla toplam iki doz olarak uygulanır.
Pfizer BioNTech Covid-19 Aşısı Sonrası Görülebilen Yaygın Yan Etkiler
- Aşı uygulanan bölgede ağrı, gerginlik veya sancı
- Baş ağrısı
- Yorgunluk
- Aşı uygulanan bölgede kızarıklık ve şişlik,
Bu yan etkilerin tümü genellikle bir veya iki gün dinlenme, bol sıvı alma ve asetaminofen gibi ilaç takviyeleri ile düzelir.
Yan etkiler 72 saat içinde düzelmezse veya öksürük veya nefes darlığı gibi solunum semptomlarınız varsa mutlaka en yakın sağlık kuruluşuna başvurun.
Nadir durumlarda, mRNA aşılarının epinefrin ile tedavi edilebilen ciddi bir reaksiyon olan anafilaksiyi tetiklediği görülmüştür. Bu nedenle, Sağlık Bakanlığı, aşı merkezlerinin Pfizer BioNTech Covid-19 aşısı olan herkesi enjeksiyon sonrasında 15 dakika, eğer şiddetli alerji geçmişleri varsa veya kan sulandırıcı kullanıyor ise de 30 dakika boyunca izlemesini önermiştir.
Covid-19 Aşısı Olarak mRNA Aşıları Ne Kadar Etkili?
Şu anda mRNA teknolojisini kullanan iki adet Covid-19 aşısı bulunuyor. Bahsettiğimiz gibi bunlardan ilki Moderna’nın geliştirdiği Covid-19 aşısı. Şirketin ABD Gıda ve İlaç Dairesi’ne (FDA) sunduğu rapora göre, bu aşı semptomatik vakaların önlenmesinde %94 etkili. Diğeri de Pfizer BioNTech’in ürettiği Covid-19 aşısı. Şirket aşının etkinlik oranını %95 olarak veriyor.
Yaygın şekilde kullanımlarının başlamasının ardından gerçek hayattaki uygulamalardan gelen veriler de benzer bir resim ortaya koyuyor.
Dünyada en hızlı aşılama programı uygulayan ülkelerden İsrail’den gelen verilere göre de Pfizer BioNTech Covid-19 aşısı iki doz uygulamanın ardından semptomatik vakaları %94, hastaneye yatışları da %87 oranında düşürdü.
Covid-19 Aşısı Olarak Geliştirilen mRNA Aşıları Ne Kadar Güvenli?
Yeni bir teknoloji olmasından dolayı, mRNA aşıları son dönemlerde çok sayıda asılsız iddia ve komplo teorisinin merkezinde bulunuyor. Ancak bu iddiaların herhangi bir bilimsel dayanağı yok. İnsanların genetik yapısını ya da DNA’sını değiştirmek gibi bir durum da kesinlikle söz konusu değil.
Bu teknoloji kullanılarak geliştirilen aşıların tek eksisi, stoklama ve nakliye açısından çok dayanıklı olmamalarıdır. Bu nedenle de çok ciddi bir soğuklukta özel ekipmanlar içerisinde taşınması ve muhafaza edilmesi gerekiyor.
Bununla birlikte Avrupa İlaç Ajansı, geçen ay içerisinde Pfizer BioNTech Covid-19 aşısı saklama koşullarında değişiklik yapılmasını tavsiye etti. Buna göre, aşının bir aya kadar normal buzdolabı koşullarında tutulması önerildi.
Bilim insanları ve dünyanın farklı yerlerinde yetkili kamu sağlığı kurumları, Pfizer BioNTech Covid-19 aşısı için tamamen güvenlidir diyor.
İngiltere Ortak Aşı Komisyonu, hem Pfizer BioNTech’in hem de Moderna’nın geliştirdiği Covid-19 aşılarının güvenliğine dair çok titiz ve detaylı incelemeler yapıldığını ve bu aşıların güvenli olduğuna kesin bir şekilde kanaat getirilmesinin ardından kullanımına onay verildiğini açıkladı.
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi de mRNA teknolojisi üzerindeki çalışmaların 10 yıllardır devam ettiğini belirterek, bu aşıları ”yeni ama aşina” olarak tanımlıyor.
CDC sitesinde, “mRNA aşılarla ilgili, daha önce grip, Zika, kuduz ve sitomegalovirüs için de çalışmalar yapıldı. Aşıların dışında kanser araştırmalarında da, bağışıklık sisteminin belli kanser hücrelerini hedef almayı öğrenmesi için de mRNA teknolojisi kullanıldı” ifadeleri yer alıyor.
Pfizer BioNTech Covid-19 Aşısı Nasıl Çalışır
Pfizer BioNTech Covid-19 aşısı, nispeten yeni bir teknoloji kullanan bir haberci RNA (mRNA) aşısıdır. Bilim insanları, mRNA tekniğiyle geliştirilmiş aşıların Covid-19 pandemisi için yaygın bir şekilde kullanılmasının başka birçok hastalık için de çığır açıcı bir gelişme olabileceğini söylüyor.
Vanderbilt Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Önleyici Tıp Profesörü William Schaffner, mRNA teknolojisini “21. yüzyıl bilimi” olarak tanımlıyor ve mRNA temelli Covid-19 aşılarından alınan olumlu verilerin, gelecekteki enfeksiyon hastalıkları salgınlarıyla mücadelede önemli bir potansiyel sunduğunu belirtiyor.
Haberci RNA (mRNA), tüm canlı hücrelerde bulunur. mRNA’lar kromozomlarımızdaki DNA ile ihtiyaç duyduğumuz proteinleri üreten hücresel mekanizma arasında kimyasal aracılar olarak hareket ederler ve proteinleri bir araya getirmek için ihtiyaç duyulan talimatları iletirler.
Vücuda zayıflamış veya etkisiz hale getirilmiş bir hastalık mikrobu yerleştiren geleneksel aşıların aksine, Pfizer BioNTech mRNA aşısı, vücuda SARS CoV-2 virüsünden küçük bir genetik kod parçası iletir. Aşı, hücrelerimizin protein yapmak için okuduğu genetik materyal olan haberci RNA’yı kullanır. Kısaca mRNA olarak adlandırılan molekül kırılgandır ve doğrudan vücuda enjekte edilirse doğal enzimlerimiz tarafından parçalara ayrılır.
Pfizer BioNTech, aşılarını korumak için mRNA’yı lipit nano parçacıklarından yapılmış yağlı baloncuklara sarar. Bu teknik kapsamında, virüsün genetik kodunun bir bölümü alınıyor ve hücrelere nüfuz edilmesi için yağ ile kaplanıyor ve bu sıvı, insanlara enjekte ediliyor. Böylece virüsten alınan genetik kod insan hücrelerine ulaştırılıyor. Aşı, hücrelerin korona virüsün hücreye girmesini sağlayan dikensi proteinin kopyasını üretmesini sağlıyor. Böylece, bağışıklık sistemi de antikor üretiyor ve T hücreleri de vücudun zararlı olarak algıladığı bu yapılarla mücadele etmeye başlıyor. Aşıdan gelen mRNA sonunda hücre tarafından yok edilir ve kalıcı bir iz bırakmaz.
Pfizer BioNTech Covid-19 aşısı, bağışıklık sistemini korona virüsle savaşacak kadar iyi hazırlamak için 21 ila 45 gün arayla iki enjeksiyon gerektirir. Ancak aşı çok yeni olduğu için araştırmacılar korumanın ne kadar sürebileceğini henüz bilmiyorlar.
Pfizer BioNTech Aşısı Ne Kadar İyi Çalışıyor
Pfizer BioNTech Covid-19 aşısı, klinik çalışmalarda, önceden enfeksiyonu geçirmemiş olmayanlarda Covid-19’u önlemede %95 etkinlik göstermiştir. Araştırmacılar aşının yaş, cinsiyet, ırk, etnik köken ve vücut kitle indeksi (BMI) veya diğer tıbbi durumların varlığı dahil olmak üzere çeşitli farklı insanlar üzerinde eşit derecede etkili olduğunu bildiriyor.
Klinik deneylerde aşı, ciddi bir enfeksiyonu önlemede %100 etkiliydi. Mart ayının sonlarında, 3.950 sağlık personeli, ilk müdahale ekipleri ve diğer temel ve ön saflarda çalışan çalışanları kapsayan küçük bir CDC çalışması, aşının gerçek dünya koşullarında aşının tam bağışıklamada (ikinci dozdan en az 14 gün sonra) %90 etkili olduğunu gösterdi. .
Pfizer BioNTech Covid-19 Aşısı, Virüsün Değişik Mutasyonları Üzerinde Ne Kadar İyi Çalışıyor
Mayıs ayının başlarında, Pfizer BioNTech Covid-19 aşısının, gerçek dünyada kullanımına dayanan iki çalışmada, Birleşik Krallık’ta ve Güney Afrika’da ilk kez tespit edilen varyantlarda, şiddetli hastalığa veya ölüme karşı %95’ten fazla etkili olduğu bulundu. Enfeksiyona karşı etkinlik iki çalışma arasında farklılık gösterirken, her ikisi de aşının güçlü koruma sağladığını gösterdi
Sinovac (CoronaVac) Covid-19 Aşısı
Türkiye’de uygulanan aşılardan biri olan Sinovac CoronaVac Covid-19 aşısının etkililik oranı ve yan etkileri merak edilmektedir.
Çinli özel şirket Sinovac tarafından geliştirilen CoronaVac Covid-19 aşısı, Çin’de kullanım için onaylanmış ve bir düzineden fazla ülkede acil kullanım için yetkilendirilmiştir. Sinovac araştırmacıları CoronaVac’ı oluşturmak için Çin, İngiltere, İtalya, İspanya ve İsviçre’deki hastalardan korona virüs örnekleri alarak başladılar.
Brezilya’daki bir denemede araştırmacılar, semptomları olan veya olmayan enfeksiyonlara karşı %50 ila 65’lik bir etkinliğe sahip olduğunu buldular. Türkiye’de yapılan bir denemede araştırmacılar, semptomatik Covid-19 enfeksiyonlarına karşı %91,25 oranında etkili olduğunu buldular.
Ancak Çin’in aşıları hakkında ne biliyoruz ve başka yerlerde geliştirilenlerle nasıl karşılaştırılır?
Aşının Durumu
Sinovac CoronaVac Covid-19 aşısı, DSÖ tarafından acil kullanım onayı almıştır. ABD’de FDA onayı almamıştır. Çin dışında Singapur, Malezya ve Filipinler de dahil olmak üzere birçok Asya ülkesi Sinovac firması ile anlaşmalar imzaladı ve Ocak 2021’de Endonezya, Sinovac CoronaVac aşılarıyla toplu aşılama kampanyasını başlattı. Türkiye ayrıca acil kullanım için Sinovac aşısını da onayladı. Şirketin ayrıca Brezilya ve Şili ile başka anlaşmalar yaptığı da biliniyor. Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn ise Sinopharm aşısını onayladı.
Kimler Sinovac (CoronaVac) Covid-19 Aşısı Olabilir
Herhangi bir özel durumu veya kronik hastalığı olmayan herkes, aşı hakları geldiğinde güvenle Sinovac CoronaVac aşısını tercih edebilirler.
Hamileler için kapsamlı bilgiyi sonraki maddelerde bulabilirsiniz.
Obezite, kardiyovasküler hastalık ve solunum yolu hastalığı dahil olmak üzere Covid-19 semptomlarını ve enfeksiyona bağlı ölüm riskini ciddi derecede artırdığı belirlenen komorbiditeleri olan kişiler için aşı önerilir.
Aşı, geçmişte Covid-19 geçirmiş kişilere de uygulanabilir. Mevcut veriler, bu kişilerde doğal enfeksiyondan sonra 6 aya kadar semptomatik yeni enfeksiyonun görülmesinin olası olmadığını göstermektedir. Sonuç olarak, özellikle aşı arzının sınırlı olduğu durumlarda aşılamayı bu dönemin sonuna kadar ertelemeyi seçebilirler.
Emziren kadınlarda da aşı etkinliğinin diğer yetişkinlerde gözlenen ile benzer olması beklenir. DSÖ, diğer yetişkinlerde olduğu gibi emziren kadınlarda Covid-19 aşısı Sinovac CoronaVac’ın kullanılabileceğini söylemektedir. DSÖ, aşılamadan sonra emzirmenin kesilmesini önermemektedir.
İnsan immün yetmezlik virüsü (HIV) ile yaşayan veya bağışıklığı baskılanmış kişilerde ciddi Covid-19 hastalığı riski daha yüksektir. Bu kişiler henüz aşılarla ilgili yapılmış klinik araştırmalara dahil edilmemiştir, ancak bunun replike olmayan bir aşı olduğu göz önüne alındığında, HIV ile yaşayan veya bağışıklığı baskılanmış ve aşı önceliği verilen grubun bir parçası olan kişiler de Sinovac CoronaVac ile aşılanabilir. Bireysel fayda ve risk değerlendirmesi yapmak için doktorunuzdan veya sağlık kuruluşlarından bilgi almanızı öneririz.
Sinovac CoronaVac için Dozaj ve Uygulama
21 gün arayla toplam iki doz olarak uygulanır.
Sinovac CoronaVac Aşısı Sonrası Görülen Yaygın Yan Etkiler
- Ateş
- Aşının yapıldığı kolda ağrı, kızarıklık, şişlik gibi sorunlar
- Yorgunluk
- Baş ve vücut ağrıları
- Titreme
- İshal
İlk Önce Kimler Aşılanmalıdır?
COVID-19 aşı kaynakları sınırlı olmakla birlikte, maruz kalma riski yüksek olan sağlık çalışanlarına ve yaşlılara aşılama için öncelik verilmelidir.
Aşı, 18 yaşından küçük kişiler için, o yaş grubunda daha fazla çalışmanın sonuçları hala beklendiği için henüz önerilmemektedir.
Hamileler Sinovac CoronaVac Aşısı Olmalı Mı?
Gebe kadınlarda Sinovac CoronaVac Covid-19 aşısına ilişkin mevcut veriler, gebelikte aşının etkinliğini veya aşıyla ilişkili olabilecek riskleri değerlendirmek için henüz yetersizdir.
Bununla birlikte, bu aşı, hamile kadınlar da dahil olmak üzere Hepatit B ve Tetanos aşıları gibi iyi belgelenmiş bir güvenlik profiline sahip diğer birçok aşıda yaygın olarak kullanılan bir adjuvan içeren inaktive edilmiş bir aşıdır. Bu nedenle, hamile kadınlarda Sinovac CoronaVac Covid-19 aşısının etkinliğinin, benzer yaştaki hamile olmayan kadınlarda gözlemlenenle yakın olması beklenmektedir. Gebe kadınlarda güvenlik ve immünojenisiteyi değerlendirmek için daha ileri çalışmaların yapılması beklenmektedir.
Bu arada DSÖ, hamile kadınlar için aşılamanın faydalarının, potansiyel risklerden daha ağır bastığında Sinovac CoronaVac aşısının kullanılmasını önermektedir. Gebelerin bu değerlendirmeyi yapmasına yardımcı olmak için, gebelikte Covid-19 riskleri hakkında bilgi verilmeli, aşılamanın olası faydalarından bahsedilmeli, ancak hamile kadınlarda güvenlik verilerinin henüz sınırlı olduğu da göz ardı edilmemelidir. DSÖ aşılamadan önce gebelik testi yapılmasını önermez. DSÖ, hamileliğin ertelenmesini veya aşılama nedeniyle hamileliğin sonlandırılmasını da önermemektedir.
Sinovac CoronaVac Aşısı kimlere önerilmez?
Aşının herhangi bir bileşenine karşı anafilaksi öyküsü olan kişiler aşı olmamalıdır.
Akut PCR ile doğrulanmış Covid-19 olan kişiler, akut hastalıktan iyileşene ve izolasyonu sona erdirme kriterleri karşılanana kadar aşılanmamalıdır.
Vücut ısısı 38,5°C’nin üzerinde olan herkes, ateşi düşene kadar aşılamayı ertelemelidir.
Sinovac CoronaVac Aşısı Güvenli Mi?
SAGE, aşının kalitesi, güvenliği ve etkinliği hakkındaki verileri kapsamlı bir şekilde değerlendirdi ve 18 yaş ve üstü kişiler için kullanılmasını tavsiye etti. Sinovac aynı zamanda DSÖ tarafından da acil kullanım listesine eklendi. İnaktif aşı olduğu için daha geleneksel ve insanlık tarihinin en köklü ve yaygın yöntemi ile üretilmiştir.
İlgili çalışmaların tasarlanmasında alınan farklı yaklaşımlar nedeniyle aşıları kafa kafaya karşılaştıramayız, ancak genel olarak, DSÖ Acil Kullanım Listesi’nde yer alan tüm aşılar, Covid-19 nedeniyle ciddi hastalıkları ve hastaneye yatışları önlemede oldukça etkilidir.
Sinovac CoronaVac Aşısı Ne Kadar Etkili?
Brezilya’da yapılan büyük bir faz 3 denemesinin sonuçlarına göre, 14 gün arayla uygulanan iki dozun, semptomatik SARS-CoV-2 enfeksiyonuna karşı %51, şiddetli Covid-19’a karşı %100 ve ikinci dozu aldıktan 14 gün sonra hastaneye yatmaya karşı %100 etkinliğe sahipti.
İnaktif Aşı Nedir?
İnaktive virüsler bir asırdan fazla süredir aşılama için kullanılmaktadır. Jonas Salk onları 1950’lerde çocuk felci aşısını oluşturmak için kullandı ve kuduz ve hepatit A gibi diğer hastalıklara karşı aşıların temelini oluşturuyorlar.
İnaktif aşıların temel prensibi, vücuda zayıflatılmış veya inaktif halde bir virüs vererek, hastalığın ağır semptomlarından mustarip olmadan, insan bağışıklık sistemine virüslere karşı antikor üretmeyi öğretmektir. Bu sayede gerçek virüs ile karşılaşıldığında, vücut aşı sayesinde virüsü tanıyacak ve ürettiği antikorlarla virüse karşı savaşacaktır.
Sinovac CoronaVac Aşısı Nasıl Çalışır?
Sinovac CoronaVac, inaktif aşıların temel prensibi ile bağışıklık sistemine SARS-CoV-2 korona virüsüne karşı antikor üretmeyi öğreterek çalışır.
Araştırmacılar Sinovac CoronaVac aşısını üretirken, maymun böbrek hücrelerinde büyük miktarda koronavirüs ürettiler. Sonra virüsleri beta-propiolakton adı verilen bir kimyasalla ıslattılar. Bileşik, genlerine bağlanarak korona virüsleri etkisiz hale getirdi. İnaktive edilmiş koronavirüsler artık çoğalamaz duruma geldiler. Ancak proteinleri bozulmadan kaldılar ve bu da inaktif aşının temelini oluşturdu.
Araştırmacılar daha sonra etkisiz hale getirilmiş virüsleri çıkardılar ve adjuvan adı verilen çok az miktarda alüminyum bazlı bir bileşikle karıştırdılar. Adjuvanlar, bir aşıya tepkisini artırmak için bağışıklık sistemini uyarırlar.
Sinovac CoronaVac’taki koronavirüsler ölü olduğundan, insan vücuduna enjekte edildiklerinde Covid-19’a sebep olmazlar. Vücuda girdikten sonra, etkisiz hale getirilmiş virüslerin bazıları, antijen sunan hücre adı verilen bir tür bağışıklık hücresi tarafından yutulur.
Antijen sunan hücre, korona virüsü parçalara ayırır ve bazı parçalarını yüzeyinde gösterir. Yardımcı T hücresi bu parçaları algılayabilir. Parça, yüzey proteinlerinden birine sığarsa, T hücresi aktive olur ve diğer bağışıklık hücrelerinin aşıya yanıt vermesine yardımcı olabilir.
B hücresi adı verilen başka bir bağışıklık hücresi türü de etkisiz hale getirilmiş korona virüs ile karşılaşabilir. B hücreleri çok çeşitli şekillerde yüzey proteinlerine sahiptir ve birkaçı korona virüse tutunmak için doğru şekle sahip olabilir. Bir B hücresi kilitlendiğinde, virüsün bir kısmını veya tamamını içeri çekebilir ve yüzeyinde koronavirüs parçaları sunabilir.
Koronavirüse karşı aktive olan bir yardımcı T hücresi aynı parçaya tutunabilir. Bu olduğunda, B hücresi de aktive olur. Yüzey proteinleriyle aynı şekle sahip antikorları çoğaltır ve dışarı atar.
Sinovac CoronaVac ile aşılandıktan sonra, bağışıklık sistemi canlı koronavirüs ile karşılaşmış gibi tepki verebilir. B hücreleri istilacılara yapışan antikorlar üretir. Spike proteini hedef alan antikorlar, virüsün hücrelere girmesini önleyebilir. Diğer antikor türleri de virüsü başka yollarla bloke edebilir.
Sinovac CoronaVac, Covid-19’a karşı bir miktar koruma sağlayabilirken, henüz kimse bu korumanın ne kadar sürdüğünü kesin olarak bilmiyor. Tüm aşılar için antikor seviyesinin aylar içinde düşmesi olasıdır. Ancak bağışıklık sistemi, korona virüs hakkında yıllarca hatta on yıllar boyunca bilgi tutabilen, hafıza B hücreleri adı verilen özel hücreler de içerirler. Düzenli aralıklarla aşı olmamız mı gerekecek yoksa tek aşı ile sonsuza dek bağışıklık kazanmış mı olacağız bunu zaman gösterecektir.
Sinovac CoronaVac, SARS-CoV-2 Virüsünün Yeni Türevlerine Karşı Nasıl Çalışır?
Gözlemsel bir çalışmaya göre Sinovac CoronaVac aşısının, P.1 varyantı SARS-CoV-2 vakalarının %75’inin gözlendiği Brezilya, Manaus’taki sağlık çalışanlarında Sinovac CoronaVac’ın semptomatik enfeksiyona karşı tahmini etkinliği %49,6’dır. Etkinlik, Sao Paulo’da P1 sirkülasyonu varlığında (örneklerin %83’ü bu mutant virüse sahipti) gözlemsel bir çalışmada da gösterilmiştir.
P.2 varyantının geniş çapta dolaşımda olduğu ortamlardaki ve Brezilya’daki değerlendirmeler, Sinovac CoronaVac aşısının en az bir dozdan sonra bu varyanta karşı etkinliğini %49,6 olarak tahmin etti ve ikinci dozdan iki hafta sonra da %50,7 olarak gösterdi.
SAGE de şu anda DSÖ verilerinden yola çıkarak farklı varyantlar için Sinovac CoronaVac aşısının kullanılabileceğini söylemektedir.
Sinovac CoronaVac, Enfeksiyon ve Bulaşmayı Önler Mi?
Şu anda Sinovac CoronaVac’ın Covid-19 hastalığına neden olan virüs olan SARS-CoV-2’nin bulaşması üzerindeki etkisiyle ilgili somut bir veri bulunmamaktadır.
Bu arada DSÖ, aşılama çalışmaları yapılsa da, rotada kalma ve enfeksiyon ve bulaşmayı önlemek için; maske takmayı, fiziksel mesafeyi, el yıkamayı, solunum ve öksürük hijyenini, kalabalıklardan kaçınmayı ve yerel ulusal tavsiyelere göre kapalı ortamlarda yeterli havalandırmayı sağlamak gibi kurallara uymaya devam etmemiz gerektiğini söylüyor.
Covid-19 Aşı Türlerinin Özellikleri ve Farkları Nelerdir?
1) İnaktif Aşılar
- Gelenekselleşmiş yöntemlerle üretilir.
- Virüs parçalanıp etkisiz hale getirilerek vücudumuza zarar verilmeden bağışıklığımız uyarılır.
- Uzun dönem etkileri konusunda diğer aşılara kıyasla daha net konuşulabilir.
- Öldürülmüş virüs ihtiva etmelerinden dolayı ilk aşamada daha güvenli olduğu kabul edilir.
- 2 ila 8°C’de saklanabilir.
- Üretimi diğer alternatiflere göre daha zor ve yavaştır.
- Türkiye’de yapılan faz III çalışmasının ara değerlendirme sonuçlarına göre aşının etkinliği %91,25 olarak tespit edilmiştir.
- Sinovac aşısı bu sınıfa girmektedir.
2) Mesajcı RNA (mRNA) Aşıları
- mRNA, vücudumuzda doğal olarak üretilen protein sentezinde rol alır.
- Laboratuvarda yapay olarak üretilen mRNA’lar tıpkı kendi mRNA’larımız gibi çalışarak virüse karşı bizi uyarmayı amaçlamaktadır.
- Bu moleküller daha sonra kendi moleküllerimiz gibi yıkılarak vücuttan atılırlar.
- Bu aşılar neredeyse 25 yıldır kanser dâhil pek çok hastalığın tedavisine yönelik olarak kişiye özel immunoterapi yöntemleriyle çalışılan teknolojiye benzer şekilde üretilen aşılardır.
- Bu aşıların en büyük dezavantajı Biontech/Pfizer aşısının (BNT-162b2) -70°C’de, Moderna aşısının (mRNA-1273) -20°C’de saklanabiliyor olmasıdır.
- Biontech/Pfizer, Moderna aşıları bu sınıfa girmektedir.
- Ülkemizde halen bu aşılara ilişkin çalışmalar yürütülmektedir.
Pfizer Biontech ve Sinovac CoronaVac Aşılarının Farkları Nelerdir?
Öncelikle iki aşı arasındaki en önemli fark üretim yöntemleridir. Pfizer Biontech aşısı nispeten daha yeni olan, son 25 yıldır tıpta kullanılan, mRNA yöntemi ile geliştirilmiştir. Sinovac CoronaVac aşısı ise daha geleneksel olarak inaktif virüs yöntemi ile geliştirilmiştir. Bu sebeple uygulama, yan etkiler genel koruyuculuk ve mutantlara karşı koruyuculuk gibi konularda aralarında farklar vardır.
Raporlara göre Pfizer Biontech aşısında ilk dozda yan etki görülmezken, ikinci dozdan sonra vücudun savunma mekanizmasının tepkileriyle bağlantılı olarak, Sinovac CoronaVac aşısına kıyasla daha yoğun hissedilecek şekilde kısa süreli yan etkiler ortaya çıkabiliyor.
Bunun yanı sıra, inaktif virüs aşılarına göre mRNA aşılarının uygulanması sonrasında vücudun üretebileceği antikor seviyesinin daha fazla olduğu görülmektedir.
Henüz iki aşının da ne kadar süre ile koruma sağlayabileceğini henüz bilmiyoruz, antikor seviyelerimizin durumuna göre eğer virüs bir şekilde kendi kendine yok olmazsa gelecekte tıpkı grip aşısı gibi yılda 1 veya 2 kere düzenli olarak Covid-19 aşısı yaptırmamız gerekebilir.
Sinovac CoronaVac’ın mRNA aşılarına kıyasla ana avantajlarından biri, tıpkı şempanzelerde soğuk algınlığına neden olan genetiğiyle oynanmış bir virüsten yapılan Oxford aşısı gibi, standart bir buzdolabında 2 ila 8 santigrat derecede saklanabilmesidir. mRNA aşılarından biri olan Moderna’nın aşıları -20C’de ve Pfizer’in aşısı -70C’de saklanmalıdır.
Bu, hem Sinovac CoronaVac hem de Oxford AstraZeneca aşısının, bu kadar düşük sıcaklıklarda büyük miktarlarda aşı depolayamayan, acil aşılama ihtiyacı duyan gelişmekte olan ülkeler için çok daha yararlı olduğu anlamına geliyor.
Hangi Aşı Daha Etkili?
Şimdiye kadar uygulanmış Covid-19 aşı sonuçlarına bakıldığında, Sinovac CoronaVac aşısı olan kişiler korona virüse yakalansa bile, hastalığı aşı olmayanlara kıyasla daha hafif atlattıkları tespit edildi ve aşılanan kişiler için hastaneye yatma oranları neredeyse %100 oranında azaldı. Bu da ölüm oranında önemli ölçüde azalma demektir.
Dünya genelinde sağlık kuruluşlarının aşılarla ilgili hemfikir olduğu ilk konu, kişilerin ilk olarak hangi aşıya kolaylıkla ulaşabiliyorlarsa onu olmaları gerektiği. Çünkü somut çalışmalarla kanıtlanmış olduğu üzere DSÖ tarafından onaylanan aşıların gerçekten koruyuculuk sağlaması ve virüse yakalanılsa bile hastaneye yatış oranlarını ciddi oranda azaltması söz konusu.
Ancak aşı olacak kişi bağışıklık istemini baskılayacak ilaç kullanıyorsa, kemoterapi alıyorsa, kanser tedavisi görüyorsa veya daha önceden ağır bir nörolojik hastalık geçirmişse bu durumda inaktif aşı yani Sinovac CoronaVac aşısı biraz daha güvenilir gibi görünüyor.
Yukarıda saydıklarımız dışında sadece hafif bir kronik hastalığı olan, genç, sağlıklı veya hiçbir hastalığı olmayan bireyler, Pfizer Biontech aşısının koruyuculuk oranının Sinovac CoronaVac aşısına göre yaklaşık %10 daha fazla olduğunu göz önünde bulundurarak, Pfizer Biontech aşısını tercih edebilirler.
Koruyuculuk oranı yüksek olsa da, güncel durumda Pfizer Biontech aşısının ülkemize gelmiş doz miktarı daha az olduğu için, zamanla ulaşılması Sinovac CoronaVac aşısı kadar kolay olmayabilir. Bu durumda ulaşabildiğiniz ilk aşıyı olmanız önerilmektedir, çünkü DSÖ tarafından onaylanmış veya acil kullanım listesine alınmış olan tüm aşılar, zorunlu ve kapsamlı testler yapılarak seri üretime alınmıştır ve güvenilirlikleri kanıtlanmıştır.
Kısacası ağır bir kronik hastalığınız yoksa ve bağışıklığınızı baskılayacak bir ilaç almıyorsanız, bulunduğunuz yerde ulaşılabilir olması halinde, Sinovac CoronaVac aşısına kıyasla %10 daha yüksek koruyuculuğu olması ve mutant virüsler üzerinde daha etkili olması göz önüne alınarak, Pfizer Biontech aşısını tercih edebilirsiniz.
Ancak lütfen unutmayın, bu yazı uzmanlar tarafından hazırlanmış bir aşı rehberi değildir. İçeriğimiz, güncel çalışmalara ve dünya genelinden bildirilmiş raporlara dayanarak yalnızca bilgilendirme amacı ile hazırlanmıştır. Özel bir sağlık durumunuz, düzenli kullandığınız bir ilaç veya kronik bir rahatsızlığınız varsa, hangi aşıyı olacağınıza karar vermeden önce mutlaka doktorunuzla görüşün ve aşı sonrası oluşabilecek yan etkilere karşı bilinçli olun.
Aşı Olduktan Sonra Nelere Dikkat Edilmeli?
Aşı olmak sadece kişinin kendisini korur, virüsü taşımasını ve başkasına bulaştırmasını engellemez. Bu nedenle Covid-19 aşısı olanlar maske, mesafe ve hijyene dikkat etmeyi sürdürmelilerdir.
Aşı olduktan sonra günlük hayatınıza rahatlıkla devam edebilirsiniz, özellikle alınması gereken ekstra bir önlem yoktur.
Aşıdan sonra ortaya çıkan ateşe karşı bol sıvı, özellikle de su tüketilmesi gerekir. Ayrıca aşı olacakken kalın giyinmeyin. Üzerinizi sıkmayan, terletmeyen giysiler tercih edin.
Enjeksiyon sonrası koldaki ağrıyan bölgeye temiz, soğuk, ıslak bir bez koyun. Ağrıyan kol için önerimiz ise kolunuzun hareketsiz kalmaması. Kolunuzu kullanın, hatta hafif kol egzersizleri yapın.
mRNA ve Başka Türdeki Covid-19 Aşılarıyla ile İlgili Şehir Efsaneleri
Aşılar Çok Hızlı Geliştirildi, O Nedenle Güvenilir Olamaz İddiası
Pfizer BioNTech ve Moderna aşılarında kullanılan mRNA teknolojisi, on yıldan uzun süredir mevcut, yani 1990’lara dayanan mRNA çalışmaları aşı geliştirme alanında yeni değil. Ayrıca, onaylı mRNA aşıları, insanlarda güvenlik ve etkinlik gösteren sıkı testlere ve klinik denemelere tabi tutuldu. Bu aşı denemeleri için 90 binden fazla kişi gönüllü oldu. Pfizer BioNTech aşısı, hastalığa karşı %95 ve Moderna aşısı, iki doz sonrası hastalığa karşı %94 oranında koruma sağladı.
Geliştirme, klinik denemeler ve onay aşamalarının önceki aşılarda görülenden daha hızlı gerçekleştiği doğru. Bunun birkaç sebebi var. Öncelikle, mRNA teknolojisi son birkaç yıldır diğer viral hastalıklar için (Zika virüsü, kuduz virüsü, respiratuar sinsityal virüs) için kullanıldı. Bu nedenle bilim insanları artık aşina oldukları ve tecrübe kazandıkları teknolojiyi, keşfinin hemen ardından SARS-CoV-2 virüsüne daha hızlı şekilde uygulayabildiler.
İkinci olarak, devlet ve özel firmalardan sağlanan finansman ve ortaklıklar, klinik araştırma aşamalarının çoğunun, tipik test tasarımı olan “seri” yerine “paralel” olarak gerçekleşmesine izin verdi. Tüm imkanların ve kaynakların, bu yeni virüse karşı aşılar geliştirmek seferber edilmesi de süreci önemli ölçüde hızlandırdı.
Üçüncüsü de; aşı geliştirmenin maliyetli ve zaman alan kısmının çoğunun, üretim kapasitesini arttırmak ve ticaretini büyüterek kalite kontrolünü sağlamakla ilgili olmasıdır. Bu da genellikle 3. faz etkinlik denemeleri tamamlandıktan sonra gerçekleşir. Ancak salgınının boyutu ve aciliyeti nedeniyle, bu kısımla ilgili fizibilite çalışmalarıyla zaman kaybedilmedi ve aşıların kitlesel ölçekte üretimi, insan güvenliğine dair klinik denemeleri ile aynı zamanda başlatıldı. Aşıların güvenli ve etkili olduğu kanıtlandıktan sonra halka dağıtılmaya hazır büyük bir stok oluşmuş oldu ve bu da aşılara erişimimizi büyük ölçüde hızlandırmış oldu.
mRNA Aşıları Covid-19’a Yakalanmamıza Neden Olabilir İddiası
Bu imkansızdır. mRNA aşıları diğer geleneksel aşılar gibi canlı veya zayıflatılmış bir virüs içermiyor. Bazı kimselerin aşı sonrası tecrübe ettiği kol ağrısı veya hafif ateş genel olarak tüm sağlıklı bedenlerin aşılara verebildikleri olağan tepkilerdir.
Az sayıda da olsa daha sert yan etkiler görüldüğü rapor edildi ve hatta çok nadir olsa da yaşamsal risk teşkil edebilecek alerjik reaksiyonlara rastlandı. Fakat bunun Pfizer BionTech aşısında oranı 212 binde 1. Moderna aşısında ise 400 binde 1. Bu alerjik reaksiyonlar dahi henüz kimsenin ölümüne neden olmadı.
Medyada haber olarak yer alan ve tamamı yaşlılardan oluşan ölümlerin de mRNA aşısı ile henüz bir bağlantısı bulunmadı. İncelemeler devam ediyor ancak genel kanı bu ölümlerin tamamen başka sebepleri olduğu ve tesadüfi olarak aşıya denk geldiği yönünde.
Unutulmaması gereken nokta şu ki; daha fazla kişi aşılandıkça, daha fazla rastlantısal hastalık vakası ve ölüm olacak. Bunlar, büyük bir popülasyonda belirli bir oranda ortaya çıkması beklenen durumlar.
Ayrıca aşılandığınız için rehavete kapılıp önlem almayı bırakırsanız, aşılanmış olduğunuz halde hala Covid-19’a yakalanma riskiniz olduğunu da unutmayın, çünkü Covid-19 için geliştirilen hiçbir aşı 1. dozdan itibaren tam koruma sağlamaya başlamıyor. Sosyal mesafe, kişisel temizlik ve maske kullanımına aşıdan sonra da, erken dönemde kendi sağlığınız için, uzun dönemde ise çevrenizdeki aşılanmamış insanların güvenliği için devam etmeniz gerekiyor.
Hamile ve Emziren Kadınlar İçin Aşı Güvenli Değil İddiası
Hamileler ve çocuk emziren kadınların ilk klinik deneylerde yer almadığı doğrudur. Bu nedenle Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) ve Dünya Sağlı Örgütü (WHO), başlangıçta sadece yüksek risk grubunda bulunan hamile kadınların ve süt emziren annelerin aşı olmayı tercih etmesini önerdi.
Ancak daha sonra diğer sağlık örgütleri de dahil olmak üzere, hamilelerin Covid-19’a yakalanması halinde daha büyük zarar göreceklerini belirterek bu önerinin geri çekilmesi sağlandı.
Eldeki veriler kısıtlı olsa da bugün var olan ortak kanı, aşının anne ve bebeğe yaratacağı risklerin Covid-19 enfeksiyonunun yaratabileceği risklerden çok daha düşük olduğu yönünde.
Hamile ve emziren hayvanlar üzerinde yapılan testler, aşıların şimdiye kadar herhangi bir zarar oluşturmadığını gösteriyor. Yine de hamile ve emziren kişilerin aşı olmadan ve hangi aşıyı olacaklarını seçmeden önce doktorlarına danışmaları daha doğru olacaktır.
Covid-19 Aşıları Üreme Kabiliyetini Olumsuz Etkiliyor İddiası
Bazı kişiler aşıların kısırlığa neden olabileceğinden endişeli. Ancak bu iddia doğru değil.
Bu efsane, insan hücrelerini enfekte etmek için gerekli olan SARS-CoV-2’nin başak proteinini oluşturan kısa bir aminoasit dizisinin, fetüs gelişimde hayati bir organ olan plasentada bulunan syncytin adı verilen bir proteinle paylaşılıyor olması nedeniyle ortaya çıktı.
Ancak bu proteinleri inceleyen uzmanlara göre, dizi benzerliği, kısırlığa yol açacak tehlikeli bir bağışıklık reaksiyonunu tetiklemek için oldukça kısa.
Buna ek olarak, erken gebelikte meydana gelen düşüklerin aşı ile beraber arttığı iddiasına dair de hiçbir kanıt bulunamadı. Aksine SARS-CoV-2 enfeksiyonundan sonra başarılı hamilelik kayıtları var. Dolayısıyla bizzat virüsün ve virüse bağışıklık sisteminin verdiği tepkinin dahi üreme fonksiyonlarını olumsuz etkilediğine dair bir bulgu yok.
Pfizer BionTech aşısının test aşamalarında gönüllü olan kişiler arasında sonradan hamile kalan çok sayıda denek var. Bunların hiçbirinde düşük vakası da yaşanmadı.
Hali hazırda Covid-19 Olmuş Olanlara Aşı Bir Fayda Sağlamaz İddiası
Covid-19 enfeksiyonundan kaynaklanan antikorların yaklaşık 2 ila 4 ay bağışıklık sisteminde kaldığı tahmin ediliyor, bu nedenle daha önce enfeksiyon geçirmiş olanlar yine de aşı olmalı.
CDC, Covid-19 enfeksiyonu geçirmiş kişilerin, enfeksiyondan sonra 90 gün beklemeyi seçebileceğini, bu süre boyunca doğal antikorlarla korunacaklarını belirtiyor. Ancak bu süre sonrasında aşı yaptırmak daha güvenli ve yararlı olacaktır. Laboratuvarda üretilen sentetik antikorlar olan “monoklonal antikorlar” için aşı yaptırmadan önce en az 90 gün beklenmeli.
Sinovac CoronaVac Aşısı Yeterli Koruma Sağlamıyor İddiası
Bu iddianın temeli, Brezilya’nın Sao Paolo’daki Butantan Enstitüsü’nde yapılan CoronaVac aşısının denemelerinin, hastalığın çok hafif vakaları da hesaba katıldığında, genel olarak %50’nin biraz üzerinde etkili olduğunun saptanmasından kaynaklıdır.
Görünüşte bu %50 etkinlik rakamı hayal kırıklığı yaratıyor çünkü ortalama bir grip aşından koruyuculuğundan çok da iyi değil. Ancak bu oran, aşının Covid-19’a yakalanmaya karşı gösterdiği etkidir, yani aşı aslında insanları öldüren türden şiddetli bir Covid-19’u önlemede neredeyse %100 etkililik göstermektedir. Bu demek oluyor ki, Sinovac CoronaVac aşısından sonra Covid-19’a yakalanma ihtimaliniz hep vardır, ancak hastaneye yatmanıza gerek kalmadan evinizde çok hafif şekilde, hatta belki de hiçbir semptom göstermeden hastalığı atlatabileceksiniz.
Ayrıca bu çalışmanın ağırlıklı olarak ön saflarda yer alan, yani virüse maruz kalma düzeyleri çok yüksek olan sağlık çalışanlarından oluşan katılımcılar arasında yapıldığını da göz önünde bulundurmak gerekir. Yani bu %50 oranı, Sinovac CoronaVac aşısı olduktan sonra virüse maruz kalmaya en çok devam eden grubun hastalığa yakalanma oranlarından elde edilmiş bir sonuçtur. Ve bu çalışmaya katılanlara iki doz sadece 14 gün arayla yapılmıştır. Şimdi, ikinci doz için daha uzun süre beklenmektedir, bu muhtemelen daha iyi bir bağışıklık tepkisi ve daha yüksek koruma elde etmenizi sağlayacaktır.
Bu nedenle öncelikle hayat kurtarmak ve sağlık merkezlerinin aşırı yüklenmesini durdurmak istiyorsak, erişebildiğimiz tüm onaylı aşılar gayet uygun olacaktır. Ancak Covid-19’u tamamen ortadan kaldırmak konusunda aşılardan daha fazlasına ihtiyacımız var.