Türkiye’de ki kitap okuma alışkanlığının az olduğunu hep duyarız. Peki, bu durum gerçekte nedir? Bu konuda rakamlar bizlere ne söylüyor? Gelişmiş ülkelerde kitap okuma alışkanlığı hangi boyuttadır?

Bu sorulara cevap bulabileceğiniz bilgileri aşağıda sizlere sunduk.

Son yapılan araştırmalarda Türkiye’de kitap okuma alışkanlığı % 0.01 iken, AB ülkelerinin ortalama oranı ise % 21 olarak görülüyor. Elbette bu rakamlar, insanlara tek tek soru sorarak yapılan anketlerden değil, kitap satışı rakamlarının nüfusa bölünmesiyle elde ediliyor.

turkiye-kitap-okuma-istatistikleri

Hangi Kitapları Okuyoruz?

Ülkemizde kişi başına 7,9 kitap düşüyor. Diğer bir ifadeyle, bir kişi yılda yaklaşık 8 kitap okuyor anlamına gelir. Evet, rakama böyle bakılırsa, öyleymiş gibi görülüyor ama aslında durum hiçte öyle değil. Aslında durum çok daha farklı.

Bu arada AB’de bu rakamın yılda kişi başına 39 kitap olduğunu belirtelim. 2015 yılında yaklaşık 569 milyon kitap üretilmiş. Bu üretilen kitapların neredeyse yarısı çocuklara ücretsiz dağıtılan ders kitaplarıdır. Gene, üretilen bu kitap sayısından tüm kamu kurum ve kuruluşlarına, özel kuruluşlara ve kütüphanelere gönderilen ücretsiz kitapları da düştüğümüzde geriye kalan rakamı nüfusa bölersek, aslında yılda kişi başına 7,9 değil çok daha komik bir rakam düşmektedir.

Bu durum gerçekten utanç vericidir. Bu utanç verici durumu daha açık şekilde açıklamak gerekirse, ABD’de bir kişi yılda 9 kitap okuyor, İsviçreli 10, Fransız 7 kitap okurken, bir Japon ise bir yılda 25 kitap okuyor ki Japonya bu konuda dünya lideridir.

Bu ülkelerde durum bu iken bizde ise rakam şöyledir: Türkiye’de bir kişi on yılda bir kitap okuyor. Ayda bir kitap, ya da yılda bir kitap değil, on yılda bir kitap. Okuyan bir ülkeyiz. İşte yukardaki kitap okuma oranı olan % 0.01’in açılımı budur.

turkiyede-kitap-okuma-aliskanligi

Rakamlarla Daha Netleştirmek Gerekirse

En üst seviyedeki gelir gurubuna ait toplum kesiminin ( ki en eğitimli kesimdir ) yılda okuduğu kitap sayısı 8,8’dir. Yani ortalama bir İsviçrelinin de gerisindedir.

Orta sınıf bir vatandaşımızın okuduğu kitap sayısı ise, sadece 3,2’dir. Alt sınıfın okuma oranının ne derece düşük olduğunu her halde yazmaya gerek yoktur.

Peki, en yüksek ekonomik sınıfa ait ve büyük şehirlerde en iyi şartlarda yaşayan ve en iyi eğitimi almış kesimin yılda okuduğu kitap adedi 8,8 diye yukarda belirttik ama bu kitapların içerikleri nedir? Burada durum daha da vahimdir. Toplumun en çok kitap okuyan kesiminin okuduğu kitap türlerini açıklayan rakamlar ise şöyledir.

Roman %59, yetişkin kurgu dışı % 3, yetişkin kurgu % 8, inanç % 7, tarih %6, akademik % 1,  çocuk ve gençlik, % 5 ve diğer % 4’tür.

Dikkat edilecek olursa, Türkiye’de eğitimli kesimin okuduğu kitapların neredeyse % 60’ı roman niteliğinde kitaplar. Ayrıca bu okudukları romanların da yarısından fazlasının aşk romanları olduğunu bir dip not olarak belirtmek gerekir.

Tüm bu yazılan rakamların üzerinde biraz düşündüğümüzde, aslında hiç kitap okumayan bir toplum olduğumuz gerçeği çarpıcı bir şekilde karşımıza çıkıyor. Okuduklarımızın da yarısı roman ve bu romanların yarısından fazlası da aşk romanı olunca, durumun vahameti daha da çan sıkıcı oluyor.

Akademik araştırma, bilimsel kitaplar, politik kitaplar, tarih içerikli kitaplar gibi konuları içeren eserleri hiç hem de hiç okumayan bir toplumuz. Kitap konusunda durum çok ama çok vahim iken, internet ve televizyon izleme konusunda dünya sıralamasında nerelerdeyiz? İşte bu konuda oldukça üst sıralarda olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz.

turkiye-kitap-okuma-orani

Rakamlarla İnternet ve Televizyon İzleme

Türkiye’de günde 5,2 saat televizyon izliyoruz. ABD’de bu rakam 5,4 saat. AB ülkelerinde 3,7 saat, Japonya’da 2,9 saat. Yani televizyon karşısında oturan bir toplumuz denilebilir. Durum böyle olunca doğal olarak kitap okumaya zaman kalmıyor.

Televizyon, bir bakıma kitap okuma alışkanlığı edinmeyi elimizden alıyor. Televizyon izlemek kötü bir şey değil ama eğer oradan bilgi edinebilirseniz. Ülkemizdeki televizyon yayıncılığının kalitesi ve içeriği düşünülürse, televizyondan da toplumun pek fazla şey öğrendiğini söyleyebilmek zor.

İnternet kullanımında da dünyada epey ileriyiz. ABD’de kişi başına internette geçirilen zaman 3,8 saat, AB’de 3,1 saat, Japonya’da 3,1 saat iken Türkiye’de 3 saattir.

Peki, bu üç saatin ne kadarını bilgi edinme amaçlı, kitap okuma, gazete okuma amaçlı kullanıyoruz? İşte orada da durum vahim derecededir. Daha çok sosyal medyayı kullanmak için interneti kullanıyoruz. Zaten facebook ve twitter gibi mecraların da en çok kullanıcıları arasında Türkiye olduğunu biliyoruz.

 

Neye Ne kadar Para harcıyoruz?

Dört kişilik bir ailenin cep telefonu ve internete harcadığı para 2015 yılı verilerine göre  ayda 244 TL olarak tespit edilmişken, bu rakam Kitap’ta yılda 6,9 TL olarak karşımıza çıkıyor.

ABD’de kitaba ayrılan para 106 dolar, AB ülkelerinde 129 dolar, Japonya’da ise 188 dolardır. Elbette bu rakamları gazete ve dergilere ayrılan para diye sıralayacak olursak, durumun hiç farklı olmadığını görebiliriz.

 

Diğer Çarpıcı Rakamlar

Ülkemizde 72,5 milyon cep telefonu abonesi varken, sadece 1 milyon 50 bin kütüphane abonesi var. En önemli ihtiyacınız nedir sorusuna verilen cevap göze alındığında, cep telefonunun birinci sırada çıktığı ülkemizde, kitap 135’inci sırada çıkmıştır. Kişi başına yılda kitaba 6,9 TL harcarken sigaraya 1400 TL harcıyoruz.

Yukarıda rakamlar vererek açıklamaya çalıştığımız, kitap okuma alışkanlığımızın geldiği noktanın son derece üzüntü verici olduğunu görüyoruz. Kitap, dergi ve gazete okuma alışkanlığı bir toplumsal kültür meselesidir. Bu alışkanlığı edinmek birkaç nesil içinde gerçekleşecek bir davranış biçimi değildir. Size kitap okuma alışkanlığını verecek kişinin önce kendisinin kitap okuyor olması gerekir.

Kendisinin kitap okuyor olabilmesi için, ona bu kitap okuma alışkanlığını kazandıran kişinin de kitap okumuş ve okuyor olması gerekir. Oysa biz toplumumuzun 4-5 kuşak gerisine gitsek dahi kitap okuyan bir toplum olmadığımızi görürüz. Toplumun 3-5 kuşak gerisindekiler kitap okumadıkları için bizler de kitap okumayan nesilleriz. Yıl 2016 itibari ile de kitap okuyan bir toplum olmadığımız yukarıdaki rakamlardan anlaşıldığına göre, bizden sonraki neslinde bu alışkanlığı kazanamayacağı kesindir.

kitap-okuma-oranlari

 

Tüm bunların sonucunda genelde kalp yapıp fotoğraflamak için kitap alan toplumumuz adına net ve gerçekci bir cümle kurmak gerekirse şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Gelişmiş ülkelerdeki okuma alışkanlığını toplum olarak kazanabilmemiz daha uzun yıllar alacak gibi görünmektedir.

 




Kategori: